
Esas No: 2016/94
Karar No: 2017/5186
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/94 Esas 2017/5186 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, TMK"nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak 13.05.2014 tarihinde açılmıştır. Davacı kadın dava dilekçesinde herhangi bir vakıa ileri sürmemiştir. Mahkemece davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ve tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir.
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119/1-c maddesi uyarınca davacı dava dilekçesinde davanın dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte, davalıda aynı Kanunun 129/1-d maddesi gereğince savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte cevap dilekçesinde göstermek zorundadırlar. Bunlar, dava ve cevap dilekçelerindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır. Dava ve cevap dilekçesinde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir.
Kanunda öngörülmüş istisnalar dışında, hakim, iki tarafın birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK. m. 25/1). O halde, mahkemece davalının kusuruna ilişkin ancak davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde “Boşanmada yargılama usulü" ayrıca düzenlenmiş; anılan maddenin ilk fıkrasında "Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir" hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının genel yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiştir. Boşanmada genel yargılama usulünün uygulanmasına ayrık olan kurallar ve uygulanması gereken özel usuller, Türk Medeni Kanununun 184. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olmasına karşın; bu sınırlamalar ve istisnalar içinde, tarafların dayanmadığı vakıaların değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Dava dilekçesinde dayanılmayan vakıaların, mahkemece kendiliğinden dikkate alınamayacağı gözetilmeden erkeğe kusur yüklenmesi doğru olmamıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi oluşturmaz. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde boşanmaya hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2017(Çrş.)