6. Ceza Dairesi 2017/148 E. , 2017/877 K.
"İçtihat Metni"
Yakınan ...’na yönelik nitelikli yağma suçundan sanık ... hakkında TCK. 149/1-c, 168/3, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.02.2013 gün, 2012/203 Esas ve 2013/34 Karar sayılı hükmün sanık savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 22.06.2016 gün, 2014/4739 esas ve 2016/5353 karar sayı ile;
“..1-) Oluş ve dosya içeriğine göre; yakınan ..."nun soruşturma aşamasındaki beyanında; sanığın kendisini yanına çağırdığını, sanığın yanında tanımadığı üç şahsın bulunduğunu, cebinde ne olduğunu sorduğunu, kendisinin cebinde cep telefonu olduğunu söylemesi üzerine cep telefonunu istediğini, cep telefonunu vermek istemeyince sanığın kendisini darp ederek cep telefonunu zorla aldığını ve "sakın polise ve ailene söyleme, eğer söylersen seni öldürürüm, cezaevine girer çıkar yine seninle uğraşırım" dediğini,
Mahkemede ise “sanıktan şikayetçi olmadığını, aileler arasında barıştıklarını, durumu hallettiklerini, olay günü sanıkla karşılaştığını, sanığın yanına selam vermeye gittiğini, daha önce aralarında bir kavganın olduğunu, konuşma sırasında tekrar tartışmaya başladıklarını ve kavga ettiklerini, bu olaydan önce cep telefonunun kayıp olması sebebiyle karakola gidip sanık hakkında şikayetçi olduğunu, sanığın cep telefonunu yağmaladığını söylediğini, kaybolan telefonunu bulamadığını, polis merkezinde vermiş olduğu ifadesini kabul etmediğini, kavgalı olmaları sebebiyle sanığa iftira attığını” söylediği;
Sanık ..."un ise tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmediğini, yakınanı tanıdığını, aralarında daha önceden kavga ettikleri için husumet olduğunu, yakınanın telefonunu almadığını savunduğu, mağdurun değişen beyanı dikkate alındığında öncelikle çözümlenmesi gereken sorunun, sanığın suç teşkil eden haksız bir fiilinin olup olmadığı, var ise bunun hukuki nitelendirilmesinin ne olduğudur.
Hal böyle olunca;
Yakınanın yağmalandığını iddia ettiği ... numaralı hattın kullanıldığı telefonun İMEİ numarasının tespit edilip, bu telefon ile olaydan sonra herhangi bir arama yapılıp yapılmadığı etkin bir şekilde araştırılıp sonucuna göre iddia, savunma ve deliller bir bütün halinde değerlendirilip, hangi beyana hangi sebeplerle üstünlük tanındığı da karar yerinde denetime olanak verecek şekilde tartışılmadan, eksik soruşturma ile yetinilip, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-) Sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK"nın 168. maddesi ile uygulama yapılarak eksik ceza tayini,
3-) 5237 sayılı TCK"nın 168/3. maddesinin, 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması,” şeklinde bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
Bozma sonrası İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 09.11.2016 gün ve 2016/270- 2016/440 sayılı kararı ile;
“Mağdurun kendisine yönelik bir yağma eyleminden hemen sonra sıcağı sıcağına polis merkezine şikayette bulunduğu ve önceden tasarlanması mümkün olmayan ve polis memurlarının da bilemeyeceği olayları sebep sonuç ilişkisi içerisinde ve samimi olarak anlattığı ve sanığa iftira etmesi için hiçbir neden bulunmadığı, ancak sanığın tutuklandıktan sonra ailelerin araya girmesi ve mağdura 300 TL verip şikayetten vazgeçmesini sağlamak amacıyla girişimde bulunmaları nedeniyle, mağdurun hiçbir dayanağı bulunmayan ve açıkça sanığı hapis cezasından kurtarmak amacıyla eski ifadesinden dönmesi mahkememizce kabule değer görülmemiştir. Dosyada toplanan delillere göre, yakınanın yağmalandığını iddia ettiği ... numaralı hattın kullanıldığı telefonun İMEİ numarası tespit edilerek, bu telefon ile olaydan sonra herhangi bir arama yapılıp yapılmadığının etkin bir şekilde araştırılmasının işin esasına etki etmeyeceği ve böylelikle Mahkememizce usul ekonomisine ve yargılamanın çabukluğu ilkesine aykırı düşeceği değerlendirilerek gerek duyulmamıştır. Bu nedenle bozma ilamındaki asıl bozma nedeni olarak 1 no.lu bentte gösterilen kısma heyetimizce iştirak edilmemiş; bu yönüyle önceki hükmün isabetli olduğu değerlendirilmiştir. Bozma ilamında, "kabule göre" başlığı altında 2 ve 3 no.lu bentlerde gösterilen nedenler ise yerinde görülmüş; bu yönüyle bozmaya uyulmuştur. Ancak, bu suretle kurulan yeni hüküm, CMK"nın 307/son (CMUK"un 326/son) hükmü gereği ve yaş indiriminin doğru sırada yapılmaması sonuca etkili olmamıştır.”gerekçesi ile bozma kararının 1 no. lu bendine ilişkin olarak ilk hükümde direnilmesine, 2 ve 3 no. lu bendlerine ise uyulmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün sanık savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma ilamına karşı kısmi direnme yoluna gidilemeyeceği düşünülmeden, kararda hukuki çelişki yaratılması yasaya aykırı bulunduğundan, hükmün CMUK’nun 321.maddesi uyarınca bozulması" istekli 07.12.2016 gün ve 2016/393627 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilen dosyada, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesi çerçevesinde Dairemize gelen dosya yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dosyada mevcut ve yararlanılan kanıtlar ile maddi meseleye ilişkin yerel mahkeme kararının tümü bir üst dereceli mahkeme tarafından incelenir. Kararın tümünün incelenmesinde kast edilen ise; maddi olayın ve hukuki meselenin incelenmesidir.
Maddi meselenin dosyaya giren deliller üzerinden kontrol edilmesi mümkündür. Şayet maddi tesbitlerde çelişkiler varsa ve/veya tam değilse, olayın bir başka şekilde gelişme ihtimali de bahsediliyorsa, tecrübe ve/veya mantık kuralları aykırılıklar ile etkin tahkikat yapılmadığı doğal olarak mahkeme takdirinin yerinde olup olmadığı denetlenemiyorsa, ceza yargılama hukukunun amacının yargılamanın hangi aşamasında olursa olsun maddi gerçeğin bulunması kuralını dikkate alan üst derece mahkemesi, eksik soruşturma ve yeterli gerekçe ile kararı bozmalıdır.
Hal böyle olunca;
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı yağma suçu sübut bulup bulmadığı yeterince araştırılmadığı halde, eksik incelemeyle yetinilerek sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının gerekçe ve sonuçları itibariyle yerinde görülmediğinden bozulmasına dair,
Dairemizin 22/06/2016 tarih ve 2014/4739 Esas, 2016/5353 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla,
İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 09.11.2016 gün ve 2016/270- 2016/440 sayılı ilamındaki gerekçe ve direnme kararı özde ve hukuken bir direnme kararı ise de yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3. maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.