Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2021/2677
Karar No: 2022/1809
Karar Tarihi: 20.04.2022

Danıştay 7. Daire 2021/2677 Esas 2022/1809 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2021/2677 E.  ,  2022/1809 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2021/2677
    Karar No : 2022/1809


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı adına....Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) .... İthalat İhracat Sanayi ve Dış Ticaret
    Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. ...
    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının aleyhlerine olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: Davacı adına 2018 ve 2019 yıllarında tescilli 16 adet serbest dolaşıma giriş beyannemesi kapsamında ithal edilen muhtelif cins eşyalarla ilgili olarak ithalatta gözetim uygulaması, emsal ve referans kıymet uygulamaları nedeniyle, gözetim kıymetine veya emsal ve referans kıymetine yükseltilmesi suretiyle yurt dışı gider olarak beyan edilen ve ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin eşyanın kıymetinden fazlasına isabet eden kısmının 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi kapsamında iadesi talebinin reddine ilişkin karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile vergilerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, dosyanın incelenmesinden, davacı adına tescilli beyannameler içeriği eşyaların bir kısmının gözetim kıymeti uygulamasına, bir kısmının ise herhangi bir gözetim uygulamasına tabi olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin ayrı ayrı değerlendirilmesinin gerektiği; işlemin gözetim uygulamasına tabi eşyalara isabet eden iade talebine ilişkin kısımlarının incelenmesinden, anılan eşyalar için İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğlerde öngörülen kıymetin eşyanın 4458 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle fazladan ödendiği anlaşılan verginin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddinde hukuka uygunluk bulunmadığı, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 216. maddesinin 1. fıkrası gereğince iadesi istenen vergilerin idareye başvuru tarihinden itibaren aynı dönemde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesi gerektiği; dava konusu işlemin kalan kısımlarına gelince, davacı tarafından. davalı idarenin zorlaması sonucunda yurt dışı gider kaleminin yüksek bir tutarda beyan edildiği iddiasını destekler nitelikte somut herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediği, 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesi uyarınca geri verme başvurusunda bulunulabilmesi için, iadesi talep edilen vergilerin kanunen ödenmemesi gerektiğinin açıkça anlaşılabilir olması, herhangi bir inceleme, araştırma ve yorumu gerektirmemesi gerekmekte olup, davacının yurt dışı gider kaleminde beyan ettiği tutarın gerçeği yansıtmadığı hususunun ve gerçek satış bedelinin tespitinin inceleme, araştırma ve hukuki yorumu gerektirmesi nedeniyle davacının iade talebinin anılan eşyalara isabet eden kısım yönünden reddinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu işlemin kısmen iptaline kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Mahkeme kararının, davacı adına tescilli beyannamelerin gözetim uygulamasına tabi kalemlerine ilişkin iade talebinin reddine dair işlemi iptal eden hüküm fıkrasına yönelik davalı idarece yapılan istinaf istemiyle, davacının faizin başlangıcı açısından yapmış olduğu istinaf isteminin, dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenlerin kararın anılan kısımlarını kusurlandıracak nitelikte görülmediğinden bu kısımlara yönelik tarafların istinaf istemlerinin reddine; mahkeme kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının istinaf başvurusuna gelince, ithal edilen eşyanın gümrük kıymeti eşyanın satış bedeli olduğundan, gümrük vergilerinin hesaplanmasında satış bedelinin esas alınacağı, davacının beyanına göre vergilerin ödendiği tartışmasız olmakla birlikte, beyanname konusu eşyalara ilişkin faturalardaki kıymet ile yurt dışı gider altında beyan olunan kıymet arasındaki farkın çok fazla olması, vergi tahakkuk ve tahsilinde fatura bedelinin gerçeği yansıtmadığı yönünde herhangi bir veri, emsal referans veya tespitin bulunmadığı, dolayısıyla beyan ile fatura arasındaki yüksek orandaki farkın serbest iradeyle beyan edildiğinin kabulünün bu yönüyle hayatın olağan akışına ve ticari hayatın gerçekleriyle bağdaşmayacağı, bu bakımdan; davacıdan tahsil edilen vergilerin, eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının iade edilmemesinin hukuka aykırılık oluşturacağı; mahkeme kararının davanın kısmen reddi yolundaki hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın anılan kısmının kaldırılmasından sonra işlemin iptaline, 7190 sayılı Gümrük Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 8. maddesi ile değişik 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 216. maddesi ile iadesi istenen vergilerin idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesi gerektiği düzenlendiğinden, iadesi istenen vergilerin başvuru tarihinden itibaren tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kendi beyanı doğrultusunda tahakkuk eden ve ödenen vergilere beyanın bağlayıcılığı ilkesi gereği itiraz edilemeyeceği, tesis edilen işlem hukuka uygun olduğundan kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : 4458 sayılı Gümrük Kanunu'na göre eşyanın kıymetinin belirlenmesinde satış bedelinin esas alınması, bunun için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerekirken, somut bir tespit bulunmaksızın yurt dışı giderin artırılması suretiyle fazladan ödenen vergilerin başvuru tarihinden itibaren iadesi gerektiğinden temyize konu kararın bu yönüyle onanması; mezkur Kanun'un 216. maddesinde yer alan, geri verilmesi gereken vergilerin tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin mevzuat değişikliğinin 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, değişiklikten önceki tarihte tescil edilen beyannamelere konu vergilerin iadesinde 3095 sayılı Kanun'a göre hesaplanacak yasal faizin dikkate alınması gerektiğinden temyize konu kararın bu yönüyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, temyize konu edilen iade talebinin reddine ilişkin işlemlerin iptali ile fazladan ödenen vergilerin iadesine ilişkin kısmı ile başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine hükmedilen tecil faizinin yasal faize isabet eden kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
    Temyize konu kararın faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmına gelince;
    4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 216. maddesinin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun'un 8. maddesiyle değişik 1. fıkrasında, gümrük vergileri ile bunların ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya gecikme zammının geri verilmesinde, geri vermeye konu fazla tahsilatın yükümlüden kaynaklanması durumunda geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten, diğer durumlarda ise tahsilat tarihinden geri verme kararının tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için geri verilecek tutar üzerinden, aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin ödeneceği hükmü yer almaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden, yurt dışı giderin artırılması suretiyle referans kıymeti üzerinden beyan edilen serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin 18/09/2018 ila 01/02/2019 tarihlerinde tescil edildiği, vergilerin geri verilmesinde 6183 sayılı Kanun'a göre belirlenen tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin yasal değişikliğin ise 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar, temyize konu kararda fazladan ödenen vergilerin geri verilmesinde başvuru tarihinden itibaren tecil faizinin hesaplanması gerektiğine karar verilmiş ise de, ödemeye konu serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin 07/11/2019 tarihinden önce tescil edilmiş olması karşısında, gümrük yükümlülüğünün başladığı beyannamelerin tescil tarihi itibarıyla 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'da öngörülen yasal faiz oranında hesaplanacak faiziyle iade edilmesi gerekmekte olup, anılan tarihlerde yürürlükte olmayan hükme dayanılarak başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
    2. ... Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin iadesine ilişkin kısmı ile başvuru tarihinden itibaren hesaplanmak üzere iadesine hükmedilen tecil faizinin yasal faize isabet eden kısmının ONANMASINA,
    3.Kararın, faize ilişkin hüküm fıkralarının yasal faiz oranını aşan kısımlarının ise BOZULMASINA,
    4.Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 20/04/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
    (X) KARŞI OY:
    Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından ithal edilen eşyaların bir kısmıyla ilgili gözetim uygulamasından kaynaklı; bir kısmıyla ilgili de, emsal eşyalara nazaran kıymetlerinin noksan beyan edildiğinden bahisle yurt dışı gidere eklenmek suretiyle beyan edilen kıymetlerin, eşyaların fatura kıymetlerinden fazlasına ilişkin kısmının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı ve temyize konu kararla da iadesi istenilen vergilerin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
    Temyize konu kararın gözetim kıymetinden kaynaklı iadeye ilişkin hüküm fıkrasının incelenmesinde;
    Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re'sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirildiği, bu durumun ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulama olduğu, davacının beyannameler konusu bir kısım eşyalar için Tebliğlerde belirlenen kıymetlere yükseltmek suretiyle ithalatlarını gerçekleştirmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamakta, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşturacaktır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkacağı gibi ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile (Tebliğ) getirilen gözetim uygulaması ve 4458 sayılı Yasanın, 61. maddesi ile düzenlenen beyanın bağlayıcılığı ilkesini de fiilen askıya almış olacaktır.
    İdarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorladığı iddiasının kabulünü gerektiren bir durum bulunmadığı eşyanın kıymetinin Tebliğde belirtilen meblağa yükseltilmesi suretiyle, kıymet unsurunun üstü kapatılarak, idarenin kıymet incelemesi yapma imkanı ve belge alınması gerektiren durumun tespitinin engellendiği, hatta 4458 sayılı Kanun hilafına ilgililer tarafından bu hakkın kötüye kullanıldığının Kanun koyucu tarafından da tesbiti üzerine, 18/07/2021 tarihinde Kanun'un 211. maddesine eklenen cümle ile "ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse bu vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilemez" emredici hükmü getirilerek, işbu taleplerin kabul edilmeyeceği hususunun tekrar teyit edildiği de anlaşılmaktadır. Bu durumda Tebliğ ile belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenen eşyanın gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacı tarafından başvuruda bulunulup bulunulmadığının, araştırılarak fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın gözetimden kaynaklanan kısmının bozulması gerekmektedir.
    Temyize konu kararın eşyanın fatura kıymetinden fazla yurt dışı gidere eklemek suretiyle beyan edilerek ödendiği ileri sürülen vergilerin iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ise;
    Gümrük hukukumuza göre, ithal konusu eşyanın gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için, eşya hakkında Gümrük İdaresine belirlenen usulde detaylı bir bildirimde bulunulması "gümrük beyanı"dır. Gümrük beyanında yer alan bilgiler, eşyanın, türü, cinsi, uluslararası kabul edilerek tanımlanan GTİP numrasında belirtilmesi ile tanımlanan eşya gümrük işlemlerine tabi tutulmaktadır. 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 61. maddesinin 3. fıkrasına göre beyannameler hangi gümrük ve dış ticaret kurallarının uygulanacağını belirlemekte ve ait olduğu eşyanın vergileri ve cezalarından dolayı taahhüt ve beyan sahibi açısından bağlayıcı niteliktedir.
    Dosya içeriğinden, daha düşük fatura bedeliyle ithal edilmek istenen ürünlerin ithalatlarını gerçekleştirmek amacıyla beyannameye yurt dışı gider adı altında ithalatçının kendi iradesiyle gider göstermek suretiyle emsal değerler üzerinden beyanda bulunulduğu, bu durumda kıymet araştırmasının yapılmasının engellendiği, beyan edilen yurt dışı giderin neleri ihtiva ettiği ve ne kadarının gerçekten yurt dışı gider olduğu, ne kadarının emsal kıymetlere ulaşmak için arttırıldığı, bilinmeyen yurt dışı giderlerle eşyanın kıymetinin araştırılmasını etkisiz kılınmaya çalışıldığı ve daha sonra fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca geri verilmesinin istenildiği işbu davalarla görülmektedir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesinin 1. fıkrasında "...kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse..." şeklinde açıkça emredici hüküm olarak yer alan düzenleme ve herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken uymak zorunda olduğu ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının herkes ve her hukuki durum için geçerli olması, kanun ve sözleşmeden doğan tüm hakların kullanımında uygulama alanı bulması göz önüne alındığında ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 02/07/1966 tarih ve E:1965/13, K:1966/6 sayılı kararı gereği anılan eşyalarla ilgli de iade talebinin reddi gerekmektedir.
    Yukarıda izah edilen nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi