4. Hukuk Dairesi 2021/961 E. , 2021/3199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden reddine dair verilen hükmün davacının faiz başlangıcı yönünden tavzihi talebi üzerine verilen karara karşı davacının temyiz dilekçesinin reddine dair verilen karara karşı davacının kanun yararına bozma talebinin reddine ilişkin 03/07/2019 tarihli ek kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin içinde yolcu olduğu aracın hemzemin geçitte trenle çarpışması sonucu yaşanan kazada sakatlandığını, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen TCDD aleyhine açılan davada hemzemin geçitlerin emniyetli geçiş ve kontrolünün sağlanması ve bakımlarının yapılması hususunda davalı Belediyeye %25 kusur yüklendiğini belirterek, kusur durumuna göre hesaplanan 61.262,48 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğramış olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulü ile 68.858,03 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
17. Hukuk Dairesinin 16/11/2017 gün ve 2015/5104 E.- 2017/10615 K. sayılı ilamında özetle; manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlular aleyhine ayrı ayrı manevi tazminat istemli dava açılamayacağından mahkemece manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, kabule göre de; reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT hükümleri uyarınca davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davanın kısmen kabulü ile 68.858,03 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin bölünemezlik ilkesi gereği ayrı ayrı manevi tazminat talepli dava açılamayacağı göz önünde bulundurularak manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 21/11/2018 tarihli dilekçesi ile hükmün maddi tazminata ilişkin kısmı hakkında tavzih isteminde bulunmuştur. Mahkemece 07/12/2018 tarihli ek karar ile davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiş olup; karar, davacı vekili tarafından 13/02/2019 tarihinde temyiz edilmiştir. Mahkemece 19/02/2019 tarihli ikinci ek kararı ile 07/12/2018 tarihli ek kararın kesin olduğu ve herhangi bir yasa yolu açılmamış olması sebebi ile davacının temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili bu kez 02/07/2019 tarihli dilekçesi ile, mahkemenin 12/07/2018 gün 2018/163 E-2018/297 K. sayılı asıl kararı ile, 07/12/2018 ve 19/02/2019 tarihli ek kararlarına ilişkin kanun yararına bozma yoluna gidilmesini talep etmiştir. Mahkemece 03/07/2019 tarihli üçüncü ek kararı ile davacı vekilinin kanun yararına bozma talebinin yasal süresinde olmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
01.10.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 363/1. maddesinde yer alan "İlk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur." biçimindeki düzenleme göz önüne alındığında, kanun yararına bozma istemi ilgili merci olan Adalet Bakanlığı"nca değerlendirilmelidir.
Şu halde kanun yararına bozma istemi hakkında değerlendirme yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmesi gerekirken, ek karar ile kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, 03/07/2019 tarihli ek kararın bu nedenle bozulmasına ve dosyanın yerel mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan 03/07/2019 tarihli ek kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.