20. Hukuk Dairesi 2017/10725 E. , 2018/1128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 15/09/2008 harç tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ... Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, 1987 yılında ..."den devir ve teslim alındığından kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre, müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/03/2014 tarih ve 2013/10799 E.- 2014/2772 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu içinde kaldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 1984 yılında yapılan ilk orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, ancak hükmen orman olduğundan 2008 yılında yapılan aplikasyonda 2047 – 2047-1 – 2048 orman sınır noktalarını birleştiren hatta göre orman sınırı içine alındığı bildirilerek orman sayılan yerlerden olduğu yönünde görüş bildirilmiş iken, temyiz aşamasında alınan ek raporda ise hükmen orman olarak belirtilmesinin sehven yazıldığı, aslında kayden olması gerektiği, dayanağının 1984 yılında yapılan orman kadastro tutanakları olduğu açıklanmıştır. Eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle; mahkemece, üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden keşif yapılması ve dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosuna göre konumunun belirlenmesi, orman kadastrosu dışında kaldığı belirlendiği takdirde, bu kez davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması” gerektiğine denilmiştir.
Bozma kararına uyulması sonrası yapılan yargılama sonunda mahkeme, orman sayılan yerlerden olan taşınmazın zilyetlik ile tescilinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce ...köyü adı altında 26.10.1984 tarihinde yapılıp 02.04.1985 ve 02.04.1986 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 18.02.2008 tarihinde ilân edilerek kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmış Devlet ormanlarında ve mahkeme kararı ile orman sayılan yerlerde aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması vardır.
Genel arazi kadastrosu işlemi ise 01.03.1983 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz fundalık niteliğiyle tescil harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritalarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın yüksek eğimli çalılık niteliğinde göründüğü, bu tür yerlerin 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğine, taşınmazın imar-ihyası tamamlanmış ve davacı kişinin taşınmazda zilyetliği doğrulanmış ise de öncesi orman olan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacak yerlerden olduğu değerlendirilerek davanın reddine dair yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ..."ye yükletilmesine 19/02/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.