Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4161
Karar No: 2021/1633
Karar Tarihi: 07.10.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4161 Esas 2021/1633 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4161 E.  ,  2021/1633 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30/06/2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, savunma yoluyla davalılar tarafından temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 10/09/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, elatmanın önlenmesi ve kal, savunma yoluyla temliken tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, 1266 ada 2 ve 9 parsel sayılı taşınmazın davacı müvekkiline ait olup taşınmazdaki iki evden birini davalı ...’nın haricen satın alıp kullandığını, diğerinde ise davalı ...’nun hak iddia ettiğini, davaya konu binaların yıkılmaya yüz tutmuş değeri olmayan yapılar olduğunu belirterek davalıların davacı müvekkiline ait taşınmazlara müdahalesinin önelenmesi ve üzerindeki yapıların kalini, yapıların kali fahiş görülürse bedel mukabilinde veya bedelsiz yapıların davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili tarafından, 1266 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde taşınmazdaki evin Kadriye Göksu"ya ait olduğu belirtildiğinden Kadriye Göksu mirasçıları Ayten ve ...’ya karşı müdahalenin meni istemli dava açılmış mahkemece açılan davanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Davalı ... vekili; taşınmazdaki evin vekil edeni murisi ...’ya ait olduğunu, Kadriye’nin önceki zilyetlerin iyiniyetini devam ettirip ev yaptığını, davacının taşınmazına tecavüz edilme kastının olmadığını belirterek mahkemece tespit edilecek bedel karşılığı arsanın davalı adına tescilini talep etmiş, elatmanın önlenmesi ve kal davasının reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin 1994 yılından beri dava konusu taşınmaza iyiniyetle zilyet olup müvekkilinin taşınmazı babası ...’dan, babasının da ... mirasçısı ...’den satın aldığını, kal kararının aşırı zarar doğuracak olması dikkate alınarak mahkemece tespit edilecek bedel karşılığında arsanın davalı adına tescilini, temliken tescil taleplerinin reddine karar verilmesi durumunda evin değerinin davacıdan tahsilini talep etmiş, elatmanın önlenmesi ve kal davasının reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu 1266 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın yıkılması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davalı ... ile birleşen dosya davalıları yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu 1266 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ..."ya ait olan bina ile ilgili olarak yapının bulunduğu alanın ana taşınmazdan ifrazının mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı ..."nın temliken tescil talebinin reddine, taşınmaz üzerinde davalıya ait yapının bulunduğu ve davalının kullanıma devam ettiği ancak yapının kadastro çalışmalarından çok önce yapıldığı ve harici satım yoluyla da davalıya kadar ulaştığından davalının iyiniyetli olması, binanın değerinin fazla olması, yıkımın aşırı zarar doğuracak olması ve davacının binayı bedel karşılığında temellüke hazır olduğunu bildirmesi gerekçeleri ile, davacının elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine, davacı tarafından 11.207,00TL tazminatın mahkeme veznesine depo edildiğinde davalı ..."ya ödenmesine, 1266 ada 2 no"lu parseldeki binanın davacıya temlikine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 2013/5048 Esas, 2013/10068 Karar sayılı ilamı ile "dava konusu 1266 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydında (N) harfi ile gösterilen evin ..."e ait olduğuna dair şerh bulunduğu, davalı ..."nın bu taşınmaz üzerindeki evi ..."ün mirasçısından satın aldığını belirterek temliken tescil isteğinde bulunduğu, 1266 ada 9 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydında ise (A) harfi ile gösterilen evin Kadriye Göksu"ya ait olduğuna ilişkin şerh bulunduğu, asıl davadaki davalı ... ile birleştirilen davanın davalılarının ..."nun mirasçıları olduğu, metruk haldeki bu evin yargılama sırasında belediye tarafından yıkıldığından bu parsel bakımından davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olduğu, ancak Kadastro Yasasının 19. maddesi uyarınca muhtesat sahibi lehine konulan şerhin lehtarına sadece kişisel hak sağlayacağı ve davalıların dava açılmasına sebebiyet verdikleri gözetilerek, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı, davalı ... 1266 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki muhtesatı haricen satın aldığını savunmuş ise de; davalı taşınmaz üzerindeki muhtesatı ..."ün mirasçılarının tamamından değil, sadece mirasçı ..."den satın aldığı, ölüm tarihi itibariyle tereke elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan iştirakçilerin birlikte hareket etmelerinin zorunlu olduğu, davacının mülkiyet hakkı karşısında, davalının harici satış bedelinden kaynaklanan kişisel hakkına da üstünlük tanınamayacağı, muhtesat şerhi lehtarına sadece kişisel hak sağladığından ve davada yıkım da istenildiğinden miras bırakan ..."ün tüm mirasçılarının davada yer almalarının zorunlu olduğu’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak ... mirasçıları davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda mahkemece; davacının, davalı ... ile davalılar ... ve ..."ya yönelik davasının ve davalı ..."nun temliken tescil talebinin konusuz kalması sebebi ile 1266 ada 9 no"lu parsel yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleştirilen dava davalıların dava açılmasına sebebiyet vermeleri nedeni ile mahkemenin 2014/174 Esas sayılı dosyasında verilerek kesinleşen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.500,00TL vekalet ücretinin birleşen davadaki davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davalı ..."nın temliken tescil talebinin reddine, davacının davalı ... mirasçıları yönünden elatmanın önlenmesi talebinin kabulü ile davalıların müdahalesinin menine, kal talebinin reddine, 11.207,00TL tazminatın depo edildiğinde davalılar ... mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine ve 1266 ada 2 no"lu parsel üzerindeki binanın davacıya temlikine, karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.11.2018 gün 2018/6289 Esas, 2018/18481 Karar sayılı ilamıyla’’ Mahkemece verilen kısa kararda; gerekçeli kararın (Davacının davalı ... Cingöz mirasçıları yönünden men"i müdahale talebinin kabulüne) şeklinde olan 3 numaralı bendinden farklı olarak “Davacının davalı ... yönünden men"i müdahale talebinin kabulü ile davalının müdahalesinin menine, kal talebinin reddine, 11.207,00TL tazminatın mahkememiz veznesine depo edildiğinde 1266 ada 2 no"lu parsel üzerindeki binanın davacıya temlikine’’ şeklinde hüküm kurularak kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu’’ gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece; davacının davalı ... ile davalılar ... ve ...ya yönelik davasının ve davalı ..."nun temliken tescil talebinin konusuz kalması sebebi ile 1266 ada 9 no"lu parsel yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ..."nın temliken tescil talebinin reddine, davacının davalı ... mirasçıları yönünden men"i müdahale talebinin kabulü ile davalıların müdahalesinin menine, kal talebinin reddine, 11.207,00TL tazminatın depo edildiğinde 1266 ada 2 no"lu parsel üzerindeki binanın davacıya temlikine, davacı tarafça 11.207,00TL tazminatın depo edilmesi halinde davalılar ... mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine, karar verilmiştir.
    Hükmü davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
    1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2)Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı inşa edilmesi durumunda, taşınmazın maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişki Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 722. maddesi, taşınmaz malikine rızası olmaksızın yapılmış ve yıkımı aşırı zarar doğurmayan yapının yıkımını isteme hakkı tanımıştır.
    TMK’nun 723. maddesindeki düzenlemede ise;
    a)Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği,
    b)Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir.
    Bu durumda, 04.03.l953 tarihli ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa veya ağaçlar sökülemiyorsa, iyi veya kötüniyete göre, muhik tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir.
    6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesinin 2. fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden sonuç doğurması gerekeceği de gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
    Diğer taraftan, hüküm, davanın açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre tesis edilen bir karar olup HMK’ya göre ileriye dönük olarak ve şarta bağlı biçimde karar tesis edilmesi de mümkün değildir.
    a-Dava konusu taşınmazda davalı ...’nın müdahalesi bulunduğu bu müdahalenin hukuki bir nedene dayanmadığı gibi muhtesat şerhi lehtarı ... mirasçılarının tamamı ile muhtesatın satışına ilişkin bir sözleşmesi de bulunmadığı halde davacının davalı ...’ya yönelik elatmanın önlenmesi davası hakkında bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
    b-Mahkemece, "davacının, davalı ... mirasçıları yönünden men"i müdahale talebinin kabulü ile, davalıların müdahalesinin menine, kal talebinin reddine, 11.207,00TL tazminatın depo edildiğinde 1266 ada 2 no"lu parsel üzerindeki binanın davacıya temlikine, davacı tarafça 11.207,00TL tazminatın depo edilmesi halinde davalılar ... mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine" şeklinde şarta bağlı hüküm kurulduğundan hükmün infazının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece; davacı tarafın binayı bedel karşılığında temellüke hazır olduğunu bildirdiği ve muhtesat şerhi lehtarlarına ödenmesi gereken bedel belirlendiğine göre, davacı vekiline usulüne uygun süre verilerek bedelin depo edilmesinin istenmesi, bedelin depo edilmesi halinde, taşınmaz üzerindeki muhtesat şerhinin terkinine, bedelin şerh lehtarı olan ... mirasçılarına ödenmesine, bedelin depo edilmemesi halinde ise, davacının yıkım isteminin reddine, karar verilmesi gerekirken şarta bağlı ve infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    İzah nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi