10. Hukuk Dairesi 2019/5932 E. , 2020/252 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun"un Geçici 7/1. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanun"un 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi olup, anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Eldeki dosyada, davacı 20.03.2006 tarihi ile 30.07.2011 tarihleri arasında askerlik dönemi hariç davalı Dilan Turizm Yat. Tic. Ltd. Şti. işyerinde çalıştığının tespiti istemi ile açtığı davada mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 25.02.2007-30.07.2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiş olup, karar eksik araştırma ve inceleme nedeniyle isabetsizdir;
1- Davacının temyiz talebi bulunmadığından, kabule konu 25.02.2007 tarihinden sonraki döneme ilişkin mahkemece yapılan tespit değerlendirilmiş ve bu döneme ilişkin kararın eksik araştırmaya dayandığı görülmüştür. Mahkemece yapılacak iş, taraf tanıkları ile yetinilmeyip, 25.02.2007 tarihinden sonra dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılardan dinlenenler dışındakilerden resen belirlenecekler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla resen dinlenilmeli sonucuna göre karar verilmelidir.Yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- Mahkemece, davacının askerlikte geçen ve askerlik şubesinden bildirilen 25.02.2009 ile 25.05.2010 tarihleri arasındaki süreleri dışlanmak suretiyle hizmet tespitine karar verilmiş olsa da, askere gittiği gün hizmet aktinin sona erdiğinin ve terhisten bir gün sonra hizmet akdinin tekrar başladığına dair mahkeme kabulü isabetsizdir. Mahkemece, askerlik başlangıcında ve bitiminde makul süre tespit edilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3)Kabule göre de; 5510 sayılı Kanun"un Geçici 7. maddesi yollamasıyla uygulanan mülga 506 sayılı Kanun"un 60/G maddesinde; "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan, aynı kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunanlar için bu maddenin yani 18 yaş sınırının uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Bu nedenle 13.04.1989 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurulduğu 13.04.2007 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gerekirken, kabule göre yazılı şekilde 25.02.2007 tarihinden itibaren hizmet tespitine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmektedir.
O hâlde, davalılardan SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.