11. Hukuk Dairesi 2017/5285 E. , 2018/234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/02/2015 tarih ve 2014/2039-2015/84 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi yargılamanın yenilenmesini isteyenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Yargılamanın iadesini isteyenler (davalılar) vekili; müvekkilleri aleyhine açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/438 esas ve 2013/231 karar sayılı dosyasının müvekkillerinin yokluğunda taraf teşkili sağlanmadan karara çıktığını, mahkeme kararı ile müvekkili şirkete ait taşınmazların karşı taraf ... adına tesciline karar verildiğini, ancak müvekkillerinin hiçbir şekilde davadan haberdar edilmediklerini, tebligatların yapılmasında çıplak gözle dahi tespit edilebilecek hile ve usulsüzlükler sebebi ile verilen hükmün hakkaniyete, yasa ve usule aykırı olduğunu, müvekkillerinin kardeşi ve şirket ortağı olan davacının bilerek yanlış adresler bildirmek sureti ile yargılanmanın, müvekkillerin yokluğunda yapılmasını sağladığı ve bu suretle mahkemeyi yanılttığını ileri sürerek yargılamanın iadesini ve davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı taraf (davacı) vekili; davalıların yargılamanın iadesine yönelik taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını savunarak talebin reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalıların istemini geçersiz tebligata dayandırmış ise de asıl dosyada ilk tebligatın davalılara bizzat tebliğ edildiği, dolayısıyla usulsüz tebligattan bahsetmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, yargılamanın iadesini isteyenler vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Yargılamanın iadesini isteyenler vekili, müvekkilleri aleyhine açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/438 esas ve 2013/231 karar sayılı dosyasının müvekkillerinin yokluğunda taraf teşkili sağlanmadan karara çıktığını, gerekçeli kararın özellikle müvekkillerinin taşındığı adrese yaptırıldığını, üstelik tebligatların yapılmasında çıplak gözle dahi tespit edilebilecek hile ve usulsüzlüklerin yapıldığını, bir başka deyişle tebligatlardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek yargılamanın iadesini talep etmiş, mahkemece, yazılı şekilde, davalılara çıkarılan ilk tebligatın davalılara bizzat tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, yargılamanın iadesinin istendiği dosyada, davalı şirketin adresine yapılan ve üç davalıya ayrı ayrı gönderilen dava dilekçesinin bulunduğu tebligatlar ile ilk duruşma gününün belirtildiği tebligatların davalı ... (Akfırat) tarafından tebliğ alındığının görüldüğü, ancak her iki tebligat parçasındaki davalı ...’a ait imzanın gözle görülebilecek şekilde farklı olduğu, yargılamanın iadesini isteyenler vekilinin ise bu tebligatlardaki imzaların müvekkili ...’a ait olmadığını ileri sürerek yargılamanın iadesini istediği anlaşılmaktadır. Yine, yargılamanın iadesinin istendiği dosyada, yargılama aşamasında ihyası sağlanan davalı şirketin ilk adresine davalılar adına yapılan tebligatların davalı gerçek kişilerin taşındığından bahisle iade edildiği, buna rağmen mahkemece, davalı gerçek kişilerin adres araştırması yapılmadan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre aynı adrese gerekçeli karar tebliginin yapıldığı ve karara temyiz edilemediğinden bahisle kesinleşme şerhi yazıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, dosya kapsamından, yargılamanın iadesi istenen dava sırasında, davalı şirketin tasfiye yoluyla ticaret sicilinden terkin edildiği, bunun üzerine işbu dava gerekçe gösterilerek davacı tarafından davalılardan tasfiye memuru olarak görev yapan ... ve ... Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine şirketin ihyası için ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/245 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, davada taraf teşkili sağlandıktan sonra şirketin ihyasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda anılan hususlar gözetilerek, her şeyden önce HMK’nın 374. maddesi gereğince yargılamanın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı, yargılamanın iadesini isteyenlerin işbu davada hukuki yararlarının bulunup bulunmadığı, yargılamanın iadesi istenen davada davalılara tebligatların yapılıp yapılmadığı ve yargılama aşamasında davadan haberdar olup olmadıkları, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/245 esas ve 2012/30 sayılı dosyasında davalıların yargılamanın iadesi istenen davadan haberdar olup olmadığı hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre yargılamanın iadesini isteyenler vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesini isteyenler vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle yargılamanın iadesini isteyenler vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.