21. Hukuk Dairesi 2017/6465 E. , 2018/7195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, 1994-24.12.2014 tarihleri arasında çakışan sigortalılık sürelerinin dışlanarak Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna, emekliliğe hak kazandığının tespitiyle 6111 ve 6552 sayılı Yasa"nın hükümlerinden yararlanma hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin 08/11/2016 tarih, 2016/8379 E. 2016/13900 K. sayılı bozma ilamı üzerine Mahkemece, davacının 01/04/1995-31/12/2014 tarihleri arasında Tarım Bağkur Sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı kuruma yüklenen mükellefiyetlere aykırı olarak davacıyı resen kayıt ve tescil etmememesinin olumsuz sonuçları davacıya yüklenemeyeceğinden davacının 6552 Sayılı yasadan yararlanma hakkının saklı tutulmasına, davacı tarafından primler ödendiğinde davacının 10/09/2017 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazanacağının tespitine karar verilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece 11.03.2016 tarihli 2015/198 E. -2016/129 K. sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının 01/04/1995-24/12/2014 tarihleri arasında Tarım Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının emekliliğe ve emeklilik aylığı almaya hak kazandığı tespitine ilişkin talebinin prim ödemesi olmadığı için koşullar oluşmadığından bu aşamada reddine, davacının 6111 ve 6552 sayılı yasalardan yararlanma haklarının saklı tutulmasına ilişkin talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verildiği, kararın Kurum vekili tarafından süresinde temyiz edildiği, Dairemizin 08/11/2016 tarih, 2016/8379 E. 2016/13900 K. sayılı ilamı ile ; "... davacının 2004 yılı sonrası için prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bulunmaması halinde davacının 01.04.1995- 31.12.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmekten ibarettir. Davacının 25.12.2014 kurum kaşe tarihli dilekçesi ile davalı kuruma müracaat ederek 6552 sayılı kanun hükümlerinden yararlanma hakkını saklı tuttuğu anlaşılmakla süresi içerisinde başvurusu bulunduğu halde 6552 sayılı yasadan yararlanma hakkının saklı tutulması talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." gerekçesi ile hükmün bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Somut olayda, davacının 25.12.2014 tarihli talebi üzerine tarım bağkur sigortalılığının tescil edildiği, 1994 yılına ait ürün teslimi için 19.04.1995 tarihinde kurum kesintisi yapıldığı, teslim ettiği ürünlerden 1995 ila 2004 ( dahil) yılları arasında prim kesintisi yapıldığı, bozma sonrası yapılan araştırmada 2004 yılı sonrasına ait prim kesintisi ve ürün teslimine rastlanmadığı, buna rağmen davacının 2004 yılından sonra 31.12.2014 tarihine kadar aralıksız tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilip prim ödemesi olup olmadığı, prim ödemelerinin ne kadarlık süreyi karşıladığı da dikkate alınmaksızın 10.09.2017 tarihinden itibaren emekliliğine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının 01.04.1995- 31.12.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek ve yaşlılık aylığı şartlarını buna göre değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.