![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2021/1556
Karar No: 2022/1565
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1556 Esas 2022/1565 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1556 E. , 2022/1565 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1556
Karar No : 2022/1565
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 02/12/2020 tarih ve E:2018/3453, K:2020/5500 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 02/12/2020 tarih ve E:2018/3453, K:2020/5500 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçilmiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, "...Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanması yapılan sanık ..'nın ilk derece mahkemesi tarafından savunmaları alınırken ve iddia makamı tarafından esas hakkında mütalaanın sunulup mahkumiyet hükmünün kurulduğu 27/03/2019 tarihinde oturuma müdafiisiz katılmış olması karşısında 5271 sayılı CMK'nin 197. maddesi, delillere erişme ve savunma hazırlama imkanları itibariyle çelişmeli yargılamanın gereği olan "silahların eşitliği" ilkesi ve Anayasanın 36., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi ile teminat altına alınan adil yargılanma dikkate alınarak adaletin selameti açısından sözlü savunma imkanı tanıdıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, sanığın esasa ilişkin son savunmasını yaparken müdafii bulundurulmaksızın yargılanmasının yapılıp hakkında mahkumiyet kurumu suretiyle savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde CMK'nın 150/3,188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi ..." gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği ve bozma kararı üzerine ... Ağır Ceza Mahkemesinin E:… esasına kayden görülmekte olan davada yargılamanın devam ettiğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının üniversite, hakim-savcılık sınavı hazırlık ve hakim adaylığı dönemlerinde örgüt evlerinde kaldığına, hakim-savcı çalışma evlerinde örgüt adına sınava hazırlık evi sorumluluğu (murakıplık) yaptığına ve kod adı kullandığına, örgüt mensubu olduğuna ve diğer hususlara yönelik tanık ifadelerinin ve davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sonradan ortaya çıkan delillerin davanın reddine gerekçe yapılamayacağı, olağanüstü hal döneminde olağanüstü halin gerektirdiği ölçüde ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, olağanüstü hal döneminde alınan tedbirler çerçevesinde hakimlik savcılık mesleğinden çıkarıldığı, 18/07/2018 tarihinde olağanüstü hal uygulamasına son verildiğinden, kendisine uygulanan yaptırımın Anayasal dayanağının kalmadığı, savunması alınmadan işlem tesis edildiği, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesi ile yeni bir tedbir getirildiğinin Daire kararı ile de kabul edildiği, bu tedbirin Ceza Hukuku anlamında bir ceza olması sebebiyle KHK'nın yayım tarihinden önceki olaylara uygulanma imkanının bulunmadığı, tanık beyanlarını kabul etmediği, söz konusu beyanların tanıklık kurumunun yasal şartlarını taşımadığı, hakkındaki mahkumiyet kararının meslekten çıkarma kararından sonra verildiği, bu nedenle söz konusu kararı hukuka uygun hale getirmeyeceği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, masumiyet karinesinin, ayrımcılık yasağının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan; UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan davacının mahkumiyetine karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun, … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiği ve dosyanın temyiz aşamasında olduğu anlaşılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 02/12/2020 tarih ve E:2018/3453, K:2020/5500 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.