Esas No: 2020/9378
Karar No: 2022/4232
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/9378 Esas 2022/4232 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın devlet tarafından tazmin edilmesi için açılmıştır. Dava konusu taşınmazın yüzölçümünde ölçü ve hesaplama hatası yapıldığı ve bu hatanın 22/2-a uygulamasıyla giderildiği belirlenmiştir. Mahkeme, TMK'nın 1007. maddesi gereği davacının zararının oluştuğunu kabul ederek tazminat miktarının davalı Hazine'den alınarak tahsiline karar vermiştir. Ancak hüküm fıkrasında açıkça belirtilmemiş olması nedeniyle düzeltme yapılmıştır.
4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan devletin sorumlu olduğunu belirtmektedir. Bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında devletin sorumlu olduğu kabul edilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, uygulama kadastrosunun iptali olmadığı takdirde, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davacının uygulama kadastrosunun iptali talebinin reddine, TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazine hakkında açılan davanın kabulüne ilişkin olarak ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine dair verilen karar davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/188 Esas – 2019/279 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu Ankara İli, Akyurt İlçesi Büğdüz Mahallesi, 1317 (yeni 4404 ada, 21 parsel) parsel sayılı taşınmazın evveliyatında 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 5600 metrekare alanlı olarak dava dışı İsmail Gedik adına tapuya tescil edildiği, 20.10.1992 tarihinde satış yoluyla davacıya geçtiği, 21.07.2016 tarihinde yapılan 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a uygulamasıyla 4.906,81 m² yüzölçümlü olarak 4404 ada, 21 parsel numarasını aldığı; dava konusu taşınmazın yüzölçümünde 693,19 m² azalma meydana geldiği mahkemece yapılan inceleme ve keşif sonrası düzenlenen fen bilirkişi raporunda; 1317 parselin 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a uygulamasıyla oluşturulan sınırlarının kadimden (tapulamadan) bu yana değişmediği, zemindeki sınırlar ile uyumlu olduğu, parsel alanının hesaplanması sırasında ölçü ve hesaplama hatası yapıldığı, 22/2-a uygulamasıyla bu hatanın giderilerek yüzölçümünün düzeltildiğinin bildirildiği ve eldeki davanın 31.07.2017 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan davada, davacının zararının oluştuğunun kabulü ile arsa niteliğindeki Ankara İli, Akyurt İlçesi, Büğdüz Mahallesi, 1317 (yeni 4404 ada, 21) parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
TMK'nın 1007. maddesine göre açılan tazminat davalarında sorumlu Hazine olduğu ve mahkemece gerekçe kısmında hükmedilen tazminat miktarının davalı Hazine'den tahsiline karar verildiği halde, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm fıkrasında açıkça belirtilmemesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/188 Esas – 2019/279 Karar sayılı gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; (2) ve (4) nolu bentlerinde yer alan (davalıdan alınarak) kelimelerinin çıkartılarak yerine (davalı Hazineden alınarak) kelimelerinin yazılmasına,
Hükmün böylece HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 10/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.