4. Hukuk Dairesi 2020/2980 E. , 2021/3197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar Anonim Türk Sigorta Şirketi ve diğerleri aleyhine 12/10/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/04/2019 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/03/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-KARAR-
Davacı vekili; olay tarihinde davalı ...’a ait olup diğer davalı ... yönetimindeki davalı ... tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olan traktörün müvekkilinin kullandığı araca çarpması neticesinde, müvekkilinin kolundan yaralandığını, söz konusu yaralanma nedeniyle hayati ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, müvekkiline izafe edilecek herhangi bir kusur olmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş olup, yargılama sırasında ıslah yolu ile maddi tazminata ilişkin talep artırılmıştır.
Davalılar vekili; kazanın meydana gelmesine davacının sebep olduğunu, davalı sürücünün kusuru olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsü ..."ın meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı, davacının söz konusu kazadan doğan zararlarından davalı sürücü ve araç sahibi ile aracın ZMSS sigortacısı davalı ... A.Ş"nin birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 191.798,52 TL"nin 15/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, ancak davalı ... şirketinden limiti ile sınırlı olacak şekilde tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın 15/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, Ceza Mahkemesinin kararı, yukarıda açıklanan ilkeler, davalının eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, HMK"nun 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 191.798,52 TL"nin 15/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, ancak davalı ... şirketinden limiti ile sınırlı olacak şekilde tahsiline, davacının manevi tazminat davasının 20.000,00 TL yönünden kabulüne, bu miktar manevi tazminatın olay tarihi olan 15/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2020 yılı için 72.070,00 TL"dir.
Eldeki davada davacının yalnızca reddedilen manevi tazminat yönünden temyiz istemi olduğu gözetildiğinde, davacı için reddedilen manevi tazminat tutarı olan 30.000 TL’nin, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir. Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin HMK"nun 362/1-a maddesi uyarınca REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/06/2021 gününde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.