7. Hukuk Dairesi 2021/1275 E. , 2021/1632 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/12/2016 tarihinde verilen dilekçeyle 5403 sayılı Kanuna dayalı önalım ve ipoteğin kaldırılması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/10/2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi gereğince sınırdaş arazi maliki tarafından önalım hakkına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait 87 parsel sayılı taşınmazın sınırdaşı olan 54 parsel sayılı taşınmazın davalıya satıldığını, kendisine bildirim yapılmadığını ileri sürerek 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayanarak 54 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, ayrıca davalının borcundan kaynaklı olarak taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazların sınırdaş olmadığını arasından yol geçtiğini, her iki arazinin de tarım dışı arazi niteliğinde olduğunu, davacının taşınmazını depo olarak kullandığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Ziraat Bankası vekili, taşınmaz üzerindeki rehnin dikkate alınarak ipotek bedelinin bankaya ödenmesini, bankanın iyiniyetli üçüncü kişi olduğundan yargılama giderinden sorumlu tutulmamasını savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu 15 ada 54 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, ziraat bankası lehine tesis edilen ipoteğin fekkine, depo edilen 92.196,00TL önalım bedeline ipoteğin yansıtılmasına bedelin ziraat bankasına ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğu, sınırdaşlığın mevcut olduğu, ekonomik bütünlük oluşturduğu, davacıya ait taşınmazın tarla vasfında tarım arazisi olduğu gerekçeleri ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü getirilmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.
Davalı taraf savunmasında davacının taşınmazını, tarımsal arazi olarak değil, depo olarak kullandığını iddia etmesine rağmen, bilirkişi raporlarında davacıya ait taşınmazın tapu kaydındaki niteliği belirtilmiş, taşınmazın fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadığı tespit edilmemiştir. Mahkemece söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak davacıya ait taşınmazın tapu kaydındaki vasfı dikkate alınarak karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece; taşınmaz başında fen bilirkişi ve ziraatçi bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazların her ikisinin de fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadıkları tespit ettirilerek tarımsal bütünlük sağlanıp sağlanmadığı hususlarında ayrıntılı, denetime uygun rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.