23. Hukuk Dairesi 2015/9766 E. , 2018/4268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmasız, davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, taraflar arasında ... Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında 28/12/2005 tarihli "İmarlı Arsa ve Tesis Sözleşmesi" imzalandığını, kura çekiminde 3.Etap H3 numaralı bahçe katındaki bir daire isabet ettiğini, bu dairenin müvekkil tarafından düzgün bir ifa olarak kabul edilmediğini, eserin kabulden kaçınma hakkı verecek ölçüde ayıplar içerdiğini, müvekkillerinin 27/06/2013 tarihli ihtarname ile davalıya ihtar çektiğini, düzgün ifayı ve gecikmeden kaynaklanan kira kayıplarının tazmini istediğini, ancak sonuç alınmadığını ileri sürerek şimdilik davalının sözleşmeye aykırı şekilde edimini kötü, eksik ifa etmesi, önemli ayıplar dolayısı ile eseri kabulden kaçınma hakkının varlığı nazara alınarak dairenin teslimi için öngörülen ve vaat edilen sürenin tespit edilerek şimdilik 1.000,00 TL kira kaybı tazminatı, aynen ifanın mümkün olmaması halinde aynen ifadan vazgeçerek teslimi gereken dairenin dava tarihindeki değerinin ödenmesi kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL müspet zarar- kötü ifa tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yeni hak sahibi konutu ile ilgili uzlaşma ve sözleşmenin yenilenmesi için 26/07/2013 tarihinde uzlaşmada hazır bulunması istenildiği ancak davacı yeni konut üretimine müracaatta bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıların zararını gidermekle yükümlü olduğu, davacıların zararının davaya konu bağımsız bölümün dava tarihindeki bedeli olduğu, bilirkişilerce dairenin bedeli 120.000,00 TL olarak belirlendiği, davacı taraf ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin taleplerini saklı tutarak 10.000,00 TL tazminat talep ettiği gerekçesiyle kısa kararda, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 30/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, gerekçeli kararda davanın kabulü ile, 10.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 30/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Somut olayda, sonradan oluşturulan gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki meydana gelmiştir.
10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararına göre kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması mutlak bozma nedeni oluşturacağından ve bozmadan sonra yerel mahkemece, önceki kısa kararla bağlı olmaksızın, çelişkiyi kaldırmak kaydıyla vicdani kanaatine göre karar verilebileceğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.