14. Hukuk Dairesi 2021/442 E. , 2021/2420 K.
"İçtihat Metni" .
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.12.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.10.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında noterde yapılan 15.01.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalının Gökbelen Köyünde kain 8 ve 659 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tamamını 60.000,00TL bedelle müvekkiline satmayı vadettiğini, bir kısım davalıların murisi ... ile noterde yapılan 08.02.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de murisin, aynı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tamamını aynı bedelle müvekkiline satmayı vadettiğini, yine davalı Meryem Koçak ile noterde yapılan 23.02.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalının, aynı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tamamını 35.000,00TL bedelle müvekkiline satmayı vadettiğini, satış bedellerinin nakten ve peşinen ödenmiş olup taşınmazların zilyetliğinin de müvekkiline devredildiğini, ancak davalıların tapuyu devretmeye yanaşmadıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş; 28.03.2012 tarihli 10. celsede ise satış vaadine konu 659 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
Davalı Meryem Koçak, 09.03.2010 tarihli ilk celsedeki imzalı beyanı ile davayı kabul ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini bildirmiştir.
Davalılar ... mirasçıları vekili, müvekkillerinin murisi ile davacı arasında bir kısım taşınmazlarla ilgili olarak satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş ise de bu taşınmazlardan Gökbelen Köyünde kain 8 No"lu parselin sehven satış vaadi sözleşmesinde yer aldığını, murisin içerisinde ikamet ettiği evi bulunan 8 parsel sayılı taşınmazın hiçbir zaman alım satıma konu edilmediğini, satış vaadi sözleşmesinde yer alan ancak dava konusu edilmeyen Pelitpınarı Köyünde kain diğer parseller ile Gökbelen Köyünde bulunan 659 parsel sayılı taşınmazların davacıya muris tarafından satış vaadi suretiyle satıldığını, parsellerin büyük bir bölümünün devrinin gerçekleştirildiğini, sadece Gökbelen köyü 659 parselin devrinin yapılmadığını, 8 parsel sayılı taşınmazın tapuda kök muris ... adına kayıtlı olup iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu, bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin bu parsel yönünden ifa olanağının bulunmadığını, ayrıca 8 No"lu parselin tarım arazisi olduğunu ve 5403 sayılı Yasa uyarınca hisseli satışın mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... duruşmadaki beyanında, Gökbelen Köyü 8 No"lu parsele ilişkin herhangi bir satış işlemi yapmadığını, diğer parsellerle ilgili açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını bildirmiştir.
Dava konusu Gökbelen Köyü 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak mirasçılardan ... tarafından, diğer mirasçılar aleyhinde elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, Silifke Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/10/2012 tarihli ve 2012/358 Esas, 1138 Karar sayılı ilamı ile taşınmaz üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmek suretiyle miras payları oranında kök muris ... mirasçıları adına tesciline karar verildiği ve hükmün 29/03/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davanın 659 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılmamış sayılmasına, dava konusu 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise kabulüne dair verilen kararın, davalı Meryem Koçak mirasçıları vekili ve .... mirasçıları bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 06.02.2019 tarihli 2018/2889 Esas - 2019/980 Karar sayılı ilamıyla özetle; dava konusu satış vaadi sözleşmelerine göre taahhütte bulunan davalıların kök murisi ..."nun 1982 yılında vefat ettiği, mirasçılık belgesine göre, davalılar ...., .... ve ..."ün 1/6’şardan toplam 1/2 hisse sahibi oldukları, vaat borçlusu ..."nun dava tarihinden önce, davalı ...."ın ise yargılama sırasında öldüğü ve mirasçılarının davaya dahil edildiği, dava konusu 8 No"lu parselin de 13.12.2012 tarihinde iki kısma ifraz edilerek 1370 No"lu parselin yol, 1371 No"lu parselin ise tarla olarak davalılar ve mirasçıları adına müşterek hisse ile kayıtlı olduğu; mahallinde yapılan keşif sonrası sunulan 18.06.2014 tarihli heyet bilirkişi raporunda, davaya konu 1370 ve 1371 No"lu parsellerin dava tarihi itibariyle toplam değerinin 367.129,54TL olarak tespit edildiği ve davacı tarafından, satış vaadine konu payların toplam 1/2 oranında olduğu göz önüne alınarak tespit edilen toplam değerin yarısı üzerinden eksik harcın yatırıldığı, 16.09.2014 tarihli ek raporda ise, kök raporda 1371 No"lu parselin m2"sinin yanlış hesaplandığı belirtilerek bu kez taşınmazların toplam değerinin 193.850,00TL olarak bildirildiği, mahkemece davalılar aleyhine hükmedilen harç ve vekalet ücretinin ilk raporda bildirilen değer üzerinden hesaplanmış ise de öncelikle bahsi geçen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınması ve dava değerinin net bir şekilde belirlendikten sonra davalılar aleyhine bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği; kabule göre de davalı Meryem Koçak"ın ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul ettiği anlaşıldığından mevzuat gereği mirasçıları aleyhine vekalet ücretinin yarısına, harcın ise 1/3"üne hükmedilmesi gerektiği, ayrıca hüküm sonucunda infaza elverişli şekilde ifrazen oluşan parsel numaralarının belirtilmesi ve iptaline karar verilen payların da açıkça gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, önceki bilirkişi heyetinden alınan ek rapor doğrultusunda, dava konusu 1370 ve 1371 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tesciline; dava konusu 659 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... mirasçıları vekili temyiz etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı ..."ın, Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 15.03.2017 tarihinde kesinleşen 2015/39 Esas, 2016/276 Karar sayılı ilamı ile hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verildiğinden kısıtlandığını ve kendisine vasi tayin edildiğini bildirmiş; UYAP kaydından yapılan sorgulamada da davacının, Silifke Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.01.2020 tarihinde kesinleşen 2019/915 Esas, 1006 Karar sayılı ilamı ile kısıtlanmasına ve eşi ..."ın vasisi olarak tayinine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davacının yargılama sırasında kısıtlanması nedeniyle davaya vasisi aracılığıyla devam edip etmeyeceğinin tespiti için vasisi..."a 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılarak duruşmaya davet edilmesi; davaya devam edilecek ise 4721 sayılı TMK"nın 462 maddesi gereğince eldeki davanın takibine dair izin ve yetki alması için vasiye uygun bir süre verilmesi ve belirtilen eksiklikler giderildikten sonra işin esası hakkında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek yargılama devam edilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.