11. Hukuk Dairesi 2016/6887 E. , 2018/211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/03/2016 tarih ve 2014/96-2016/147 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.01.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından 2005 yılının 3. ayından itibaren dava dışı banka çalışanı ... tarafından, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında çeşitli miktarlarda paralar çekilip yatırıldığını, bu hususun davalı banka müfettişlerince yapılan inceleme sonunda tespit edilerek banka çalışanları hakkında cezai soruşturmaya başlanıldığını, adı geçen banka çalışanının zimmetine para geçirdiğini, davalı bankanın kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin hesabından usulsüz olarak çekilen paraların, hesaptan çekildikleri tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 281.729,77 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, bankalarında bir takım usulsüz işlemlerin gerçekleştirildiğinin doğru olduğunu, ancak davacının hesabında usulsüzlüklerin bulunmadığını, davacının söz konusu işlemler hakkında açık veya zımni bir kabulünün olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davacıya ait banka hesabının hareketli bulunduğu, söz konusu hesapta yoğun bir şekilde para giriş çıkışlarının gerçekleştirildiği, hesabın ortalama bakiyesinin yüksek düzeylerde seyreden bir yapıda olmadığı, davacının iddia ettiği şekilde bilgisi veya rızası dışında hesabından para çıkışının gerçekleşmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davada davalı banka çalışanı ... tarafından davacının hesabından usulsüz işlemlerle para çekildiği, davacının zarara uğratıldığı ileri sürülmüş olup, adı geçen banka çalışanı hakkında 5411 sayılı Bankacılık Yasasına muhalefet suçu nedeniyle ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/04/2010 tarih 2008/50 Esas 2010/96 Karar sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda sanığın banka mudileri olan müştekilerin hesaplarından toplam 709.298,49 TL"yi zimmetine geçirdiğinden, eyleminin basit zimmet olduğundan bahisle mahkumiyet kararı verilmiştir. İlgi ceza mahkemesi kararı ise Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 30/04/2013 günlü ilamıyla bozulmuştur. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 53. maddesi) uyarınca ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı açık ise de ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir (Yargıtay HGK. 09.04.2014 tarih, 2013/4-1008 E. 2014/490 K. sayılı ilamı). Bu bakımdan mahkemece, anılan ceza mahkemesi dosyasının sonucunun beklenmesi, ceza mahkemesi kararının işbu davaya etkisinin tartışılması, ceza dosyasındaki tespit ve delillerin de değerlendirilmesi varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.