15. Ceza Dairesi 2018/2205 E. , 2020/11300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : ..., ..., ...
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Temyiz talebinin reddine dair ek karar
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm ile temyiz talebinin reddine dair ek karar, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Soruşturma aşamasında şikayet dilekçesini müştekiler adına vekilleri sıfatıyla Av. ..."un verdiği, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itirazı da yine müştekiler vekili sıfatıyla Av. ..."un yaptığı, itiraz neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın kaldırılıp sanıklar hakkında yüklenen suçlardan kamu davası açılması neticesinde mahkemece adı geçen avukatın müştekiler vekili sıfatıyla dava ve duruşmalardan haberdar edilmesi gerektiği, müştekilerin yargılama aşamasında sanık ... yönünden davaya katılma taleplerinin olduğu ve mahkemece de katılmalarına karar verildiği, bu kapsamda katılanların kararı temyiz etme hak ve yetkilerinin bulunduğu, Dairemiz’in 14/11/2017 tarih ve 2017/2294 E. 2017/23253 K. sayılı tevdi kararı üzerine Av. ...’un katılanlar tarafından yetkilendirildiğine dair vekaletnamelerin sunularak dosya içerisine alındığı anlaşılmakla, katılanlar adına kararı temyiz eden vekilleri Av. ..."un temyiz talebinin reddine dair ek karar kaldırılarak ve temyiz talebi kabul edilerek yapılan incelemede;
Katılanların, sanık ile aralarında sözleşme yaptıkları, sanığın kendi adına çektiği krediyi katılanlara vermesi karşılığında, katılanların kullanımında olan daireyi sanığın üzerine geçirmeyi taahhüt ettikleri ve buna dair aralarında 15/01/2007 tarihli sözleşme imzaladıkları, katılanlara verilen kredinin ödenmesini müteakiben evin tapusunu tekrar katılanlara devredeceği konusunda yapılan anlaşmaya ilaveten, sanık tarafından katılanlara imzalı boş senet verildiği, sanığın anlaşmaya uymayarak daireyi katılanlardan habersiz bir başkasına sattığı, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan olayda; TCK"nın 155. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunulması gerektiği, somut olay yönünden, suça konu dairenin mülkiyetinin sanık adına olduğu, her ne kadar taraflar arasında yapılan yazılı sözleşme ile kredi borcu ödendiğinde mülkiyetin katılanlardan Ayten"e geçeceği konusunda anlaşılmış ise de yapılan işlemler ile mülkiyetin devrinin sağlandığı, kanunda ise zilyedlik ilişkisinin korunduğu, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğu kabulü ile verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin, sanık hakkında verilen beraat kararının hukuka aykırı olduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 10/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.