MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... Ltd. Şti arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, davalının bu sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını, icra takibinden önce borçlulara gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, akabinde icra takibine geçildiğini, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin şirketteki hak ve hissselerini 2012 yılında devrettiğini, devir tarihi itibariyle asıl borçlu şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bundan sonra kullanılacak kredilere ilişkin bir sorumluluğun söz konusu olmayacağını, davacı bankanın bileşik faiz uyguladığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir, Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalının kefalet limiti kapsamında sorumluluğunun asıl alacak ve işlemiş faiz ile birlikte 16.766,56 TL üzerinden davalının itirazının iptaline,asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmuş ise de mahkemece itirazları karşılar mahiyette ek rapor alınmadan hüküm kurulmuştur.Bilirkişi raporunda akdi faiz oranını %24,24 olarak tespit etmişse de bu oranın dayanağını raporda açıklamamıştır.Taraflar arasındaki sözleşmenin 10.02. maddesinde akdi faiz oranına ilişkin bir oran bulunmamaktadır.Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin “2.07 faiz” başlıklı maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği üzere uygulanacak kredi faiz oranının ve temerrüt faizinin, kredinin fiilen kullanıldığı tarihte banka tarafından fiilen uygulanan cari kredi ve temerrüdün gerçekleştiği tarihteki cari temerrüt faiz oranı olacağı ifade edilmiştir. Ayrıca bilirkişi raporunda temerrüt tarihinin hangi tarih olduğu belirtilmemiş olup,TBK.117. maddesi ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği,gerçekleşmiş ise hangi tarih olduğunda tespiti gereklidir.
Mahkemece yapılacak iş, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak yukarıda belirtilen hususlarda ve davalının rapora itirazları doğrultusunda önceki bilirkişiden ek rapor veya bankacılık konusunda uzman yeni bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.