15. Ceza Dairesi 2017/26405 E. , 2020/11297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat (her iki suçtan ayrı ayrı)
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılan ve vekalet ücreti talebi ile sınırlı olarak sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, suç tarihinde Adana Barosu’na kayıtlı avukat olarak görev yaptığı, tahsil etmek üzere 1 yıl önce katılandan aldığı 2.300,00 EURO bedelli senede ilişkin olarak alacağa mahsuben borçludan haricen 3.500,00 TL tahsil ettiğini söylediği hâlde, katılana 500,00 TL ödeyip kalan 3.000,00 TL’yi uhdesinde tuttuğu, bu şekilde üzerine atılı suçları işlediği iddia edilen olayda; katılan ile sanık avukat arasında müvekkil avukat ilişkisi olmadığı, sanık avukatın başka bir işi sırasında katılanın kullandığı araç üzerine icraca tedbir konulmuş olması ve katılanın da bu tedbir nedeni ile aracı kullanamaması nedeni ile daha önce senet borçlusu ..."nın mülkiyetinde olan aracın üzerine tedbir konmuş olması ve katılanın da ..."dan alacağına karşılık elinde bulundurduğu senedi borca karşılık sanık avukata vermiş olmasının, avukatlık görevine ilişkin olmadığı, dolayısı ile bu hususun sanık ile katılan arasında özel hukuk ilişkisine dayalı bir anlaşma olduğu, katılan tarafından araç üzerindeki tedbirin kaldırılması için bu senedin sanığa verilmiş olduğu, katılanın, borç miktarı üzerinde kalan kısmın kendisine ödenmediği yönündeki beyanına karşın sanığın aksi yöndeki savunması karşısında, sanığın üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunun görev ve hizmete ilişkin olmaması, basit güveni kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği ancak bu yönde de sanık aleyhine cezalandırılmasına yeterli kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı kabulü ile verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına "sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 3.000 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.