Esas No: 2019/6437
Karar No: 2022/1588
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay 9. Daire 2019/6437 Esas 2022/1588 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/6437 E. , 2022/1588 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6437
Karar No : 2022/1588
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, aleyhe olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı hakkında yılında seyyar kuyumculuk faaliyetinde bulunmak suretiyle ticari kazanç elde ettiği ve bu gelirinide kayıt ve beyan dışı bıraktğı yönünde düzenlenen vergi tekniği raporu ile vergi inceleme raporuna dayanılarak re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı; 2015 yılı gelir vergisi ve 2015 yılının tüm dönemlerine ilişkin geçici vergi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesinden, davacının banka hesabı kullanılmak suretiyle yapılan eft, havale işlemleri ve çek tahsilatlarının incelenen dönemdeki bir yıllık tutarının 15.748.409,05-TL gibi yüksek bir meblağa ulaşması, işlemin diğer tarafı olan kişilerle yapılan karşıt incelemelerde çoğunun kuyumculuk sektöründe faaliyet göstermesi, hepsinin bu işlemlerin altın alım satımı mukabilinde gönderildiğini beyan etmesi, banka hesabındaki bütün işlemleri davacının bizzat yapması, işlem yoğunluğu ve tutarları dikkate alındığında bu durumun hayatın olağan akışına ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun olmaması, davacının bu işlemlerin 20-30-TL harçlık karşılığında yapıldığı yönündeki iddiasının da makul ve tutarlı olmaması, zira ilgili kişilerin güvenine dayalı bu işlemlerde sadece aracılık yaptığı iddiasının aksine diğer tarafların çoğunun davacıyı tanımaması ve altın alışverişinden kaynaklı gönderilen paralar olduğu yönündeki beyanlarının ticari icaplara ve hayatın olağan akışına uygunluğunun daha yüksek olması, sözkonusu faaliyetin yıl boyunca aralıksız ve sıklıkla devam ettirilmiş olması sebebiyle ticari faaliyet için gerekli olan devamlılık unsurunun da bulunması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının faaliyetinin ticari kazanç kapsamında kabul edilebilmesi için gerekli koşulları taşıdığı sonucuna varıldığından seyyar kuyumculuk faaliyeti olarak elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı gerekçesiyle yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi yönünden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık görülmediği, her ne kadar davacı geçici vergi aslının kaldırılmasını istemekte ise de; düzenlenip davacıya tebliğ edilen ihbarnamenin "yapılan tarhiyatın nedeni" kısmında geçici vergi aslının 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesi gereğince tahakkuk ettirilmeyeceği açıklandığından, davanın geçici vergi aslına ilişkin kısmının incelenmeksizin reddi gerektiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmına gelince; inceleme dönemi olan 2015 yılında ve rapor tarihi olan 07.02.2018 itibariyle davacının mükellefiyet kaydı bulunmadığından geriye dönük olarak adına mükellefiyet tesis edilen davacı adına, kayıt ve belge düzenine ilişkin biçimsel ödevlerini yerine getirmediği ve mükellefiyet kaydının bulunmadığı bu döneme ilişkin faaliyetler nedeniyle fatura düzenlenmediği gerekçesiyle kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezasına dair davanın kabulüne yönelik kısmında ve 2015 yılının tüm dönemlerine ilişkin geçici vergi asıllarına dair davanın incelenmeksizin reddine yönelik kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinde yer verilen kaldırma nedenleri bulunmadığı anlaşıldığından, bu kısımlara ilişkin davacının ve davalı idarenin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının, 2015/1-12 dönemi cezalı gelir vergisi ile gelir geçici vergisi asılları üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarına yönelik istinaf talebine gelince; davacı hakkında yapılan inceleme sonucunda davacının banka hesaplarında görülen yüksek tutarlı giriş/çıkış işlemlerinin bulunduğu, bu nedenle ticari kazanç elde ettiğinden bahisle dava konusu cezalı tarhiyatlar yapılmış ise de, davacının banka hesaplarından yapılan giriş ve çıkışlara ilişkin olarak inceleme elemanınca karşıt incelemeler yapıldığı, yapılan incelemelerde davacının havale ve EFT işlemleri gerçekleştirdiği kişilerin genel olarak söz konusu işlemleri almış oldukları hurda altınlara istinaden Soner Kazancı'nın yaptığını ve gerçekleşen para transferlerinin buna ilişkin olduğunu ifade ettikleri, davacının da alınan ifadesinde, hesaplarından yaptığı transferlerin Soner Kazancı ve adını hatırlamadığı diğer kişilerin hurda altın alım satımına ilişkin olduğunu beyan etmesi hususları değerlendirildiğinde; davacının banka hesaplarındaki giriş/çıkış işlemleri nedeniyle ticari kazanç elde etmediği, söz konusu işlemleri başka şahıslar adına yaptığı sonucuna varılmakla; davacının bu işlemler nedeniyle komisyon geliri elde edip etmediği, elde etmiş ise bunun tespit edilip komisyon geliri üzerinden cezalı tarhiyat yapılması gerekirken ticari kazanç elde ettiğinden bahisle davacı adına yapılan 2015/1-12 dönemi için yapılan cezalı gelir vergisi ile aynı yıla ilişkin gelir geçici vergisi asılları üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, davanın kabulüne ve davanın incelenmeksizin reddine yönelik kısımlarına yapılan istinaf başvurularının reddine, davanın reddine ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının bu kısmının kaldırılmasına, davacı adına yapılan cezalı gelir vergisi ile aynı yıla ilişkin geçici vergi asılları üzerinden kesilen vergi ziyaı cezaları yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının çantacılık diye tabir edilen seyyar kuyumculuk ticari faaliyeti nedeniyle elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı sabit olduğundan gerçekleştirilen cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu kısmının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 21/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.