9. Ceza Dairesi 2012/8263 E. , 2014/5076 K.
"İçtihat Metni"İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Yazısının Tarihi : 06.02.2012
İtiraz Edilen Daire Kararı : 12.12.2011 tarih ve 2009/15417 – 2011/29807sayılı bozma kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesinin 19.02.2008 tarih, 2006/329 - 2008/28 sayılı kararı
İtirazla İlgili Hüküm : 1- Sanıklar ... ve ...hakkında; Beraat
2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...z, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; TCK"nın 314/2, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet İtiraza Konu Olan Sanıklar : 1- ..., 2- ...,
15- ..., 16- ..., 17- ..., 18- ..., 19- ...
Suç : Silahlı terör örgütü üyesi olma
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı ve ekindeki dava dosyası, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın yargılaması sonunda eylemin 19.02.2008 tarih, 2006/329 - 2008/28 sayılı mahkumiyet ve beraat kararının sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 12.12.2011 tarih ve 2009/15417 – 2011/29807 sayılı kararı ile;
“Esaslı işlemlerin yapıldığı 13.02.2007 tarihli duruşma tutanağının 4. sayfasının üye hakim (38477) tarafından imzalanmaması suretiyle CMK"nın 219/1. maddesine aykırı davranılması kanuna aykırı bulunarak BOZULMASINA,” oybirliğiyle karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 06.02.2012 tarihli itiraz dilekçesinde;
“Dosyanın incelenmesinde, bir kısım sanıkların savunmasının alındığı 13.02.2007 tarihli oturuma ait duruşma tutanağı 4 sayfadan ibaret olduğu, ilk 3 sayfanın mahkeme başkanı ve katip tarafından imzalandığı, 4. sayfanın ise mahkeme başkanı, üye hakim (27787) ve katip tarafından imzalandığı, tutanağın ilk 3 sayfasında her iki üye hakimin, 4. sayfasında ise 38... sicil numaralı üye hakimin imzasının bulunmadığı görülmüştür.
5271 sayılı CMK’nın 219/1. maddesi uyarınca duruşma için tutulan tutanağın, mahkeme başkanı veya hakimi ile zabıt katibi tarafından imzalanacağı amir hükmü mevcuttur. Amaç tutanakların değiştirilmesini önlemek ve onlara güven duyulmasını sağlamakla birlikte, imzalanmakla ancak sahteliği iddia olunabilen resmi belge niteliği kazandırmaktır.
Halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 307. maddesi uyarınca temyiz ancak hükmün yasaya aykırı olması nedenine dayanır. Yasaya aykırılık ise bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanmasıdır. Ancak her yasaya aykırılık mutlak bozma nedeni değildir. Mutlak yasaya aykırılık halleri aynı yasanın 308. maddesinde 8 bent halinde sayılmıştır. Bunun dışındaki yasaya aykırılık hallerinin bozma nedeni sayılabilmesi için hükme tesiri olması gerekir. CMK’nın 219. maddesine aykırı davranılması bu anlamda mutlak bozma nedeni değildir. Bu nedenle her imza eksikliği hükmün bozulmasını gerektirmez. Eksik imza bulunan tutanaklarda esaslı bir işlem yapılıp yapılmadığı, mevcut imzaların tutanağa yeterli güveni sağlayıp sağlamadığı, tutanağın diğer sayfalarında imza eksiği bulunup bulunmadığı, eksik imzalı tutanaktaki işlemlerin imza eksiği bulunmayan başka tutanak veya karala ve varsa UYAP ortamındaki kaydı ile uyumlu olup olmadığı, tutanağın içeriğine yönelik bir itiraz olup olmadığı gibi hususlar gözetilerek mevcut imza eksikliğinin hükmün bozulmasını gerektirecek nitelikte olup olmadığı belirlenmelidir.
Somut olayda ise, 4 sayfadan ibaret 13.02.2007 tarihli tutanağın tüm sayfaları mahkeme başkanı ve katip tarafından imzalanmıştır. Tutanakta bir kısım sanıkların savunması ve bazı usulü işlemler bulunmaktadır. Her nekadar CMK’nın 219. maddesine aykırı davranılmış ise de, mahkeme başkanı ve katip tarafından imzalanarak tutanak içeriğinin doğruluğu tasdik edilmiştir. Tutanak içeriğine yönelik herhangi bir itiraz bulunmamaktadır. Üye hakimler tarafından imzalanmayan tutanaktaki sanık savunmaları gerekçeli kararda da yer almaktadır. Gerekçeli karar ile tutanak içeriği arasında bir aykırılık yoktur. Hükmün esasını oluşturan kısa kararda ve gerekçeli kararda da tüm heyetin ve katibin imzaları bulunmaktadır. Bazı Hukuk Genel Kurulu kararlarında da (2010/674, 2010/562, 2011/312) esaslı olmayan imza eksikliklerinin mahallinde tamamlanabileceği belirtilmiştir.
Bu nedenlerle mahallinde giderilebilecek mevcut imza eksiklikleri hükmün bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir. Zira yargının, davaları en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırması gereği bir Anayasa hükmüdür” gerekçesiyle Dairemiz kararına karşı itirazda bulunmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık, 13.02.2007 tarihli duruşma tutanağının ara kararların verildiği son sayfasında üye hakim imzasına ilişkin eksikliğin hükmün bozulmasını gerektirir bir eksiklik olarak mı yoksa mahallinden tamamlatılması gerekli bir eksiklik olarak mı kabul edilmesi gerektiğine ilişkindir.
İtiraz, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelendiğinde;
Halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 307. maddesi uyarınca temyiz ancak hükmün yasaya aykırı olması nedenine dayanır. Yasaya aykırılık ise bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanmasıdır. Ancak her yasaya aykırılık mutlak bozma nedeni değildir. Mutlak yasaya aykırılık halleri aynı yasanın 308. maddesinde 8 bent halinde sayılmıştır. Bunun dışındaki yasaya aykırılık hallerinin bozma nedeni sayılabilmesi için hükme tesiri olması gerekir. Bu nedenle her imza eksikliği hükmün bozulmasını gerektirmez. Eksik imza bulunan tutanaklarda esaslı bir işlem yapılıp yapılmadığı, mevcut imzaların tutanağa yeterli güveni sağlayıp sağlamadığı, tutanağın diğer sayfalarında imza eksiği bulunup bulunmadığı, eksik imzalı tutanaktaki işlemlerin imza eksiği bulunmayan başka tutanak veya karala ve varsa UYAP ortamındaki kaydı ile uyumlu olup olmadığı, tutanağın içeriğine yönelik bir itiraz olup olmadığı gibi hususlar gözetilerek mevcut imza eksikliğinin hükmün bozulmasını gerektirecek nitelikte olup olmadığı belirlenmelidir.
Somut olayda; 4 sayfadan ibaret 13.02.2007 tarihli tutanağın tüm sayfaları mahkeme başkanı ve katip tarafından imzalanmıştır. Tutanakta bir kısım sanıkların savunması ve bazı usuli işlemler bulunmaktadır. Her nekadar CMK’nın 219. maddesine aykırı davranılmış ise de, mahkeme başkanı ve katip tarafından imzalanarak tutanak içeriğinin doğruluğu tasdik edilmiştir. Tutanak içeriğine yönelik herhangi bir itiraz bulunmamaktadır. Ayrıca Anayasanın davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırması gerekliliğine ilişkin hükmü de nazara alındığında, mevcut imza eksikliğinin hükmün bozulmasını gerektirecek nitelikte olmayıp mahallinde giderilebilecek eksiklik olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın yerinde görülen itirazı kabul edilmiş, öncelikle yerel mahkemenin 13.02.2007 tarihli duruşma tutanağının 4. sayfasındaki (38477) sicil numaralı üye hakim Eray Doğan’ın imza eksikliği giderilmiş, sonrasında temyiz incelemesi yeniden yapılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:
I-Dairemizin itiraz edilen bozma kararının kaldırılmasına,
II-1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile sanık ... hakkında hükmolunan beraat kararına ilişkin temyizlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ...’nun mahkumiyetine yeterli delil elde edilemediği kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet savcısı ve ... dışındaki sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraat ve mahkumiyete ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükme ilişkin incelemede;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Sanık müdafiinin vekalet ücreti verilmesi gerektiğine yönelik temyizine gelince;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1100 TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere ilişkin temyizlere gelince;
Sanıkların, silahlı terör örgütü MLKP"nin hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduklarına dair savunmalarının aksine, cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.