![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2014/15511
Karar No: 2014/16245
Karar Tarihi: 04.06.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/15511 Esas 2014/16245 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2013/525-2013/666
İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20.06.2013 tarih ve 2013/525 Esas, 2013/666 sayılı kararı ile; Dairemizce verilen 12.02.2013 tarih ve 2012/28122 Esas, 2013/3616 Karar sayılı ilâmındaki bozma konusundaki gerekçe ve ilâm içeriğindeki hata nedeni ile dava konusu ile ilgili bulunmadığı gerekçesi ile dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verildiği ve borçlu şirket vekilinin, mahkemece 20.06.2013 günü yapılan duruşmada ve ayrıca 06.05.2014 tarihini taşıyan dilekçesinde, Dairemiz ilâmının dava dosyası ile ilgili bulunmadığını bildirerek dosyanın Dairemize iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Getirtilip incelenen tetkik hakimi raporu ve ekindeki belgelere göre, Dairemiz bozma karar metninin;
“Sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Çeke dayanan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte keşideci şirket vekili imzaya itirazı üzerine mahkemece İİK’nun 170/b maddesi yollamasıyla aynı kanunun 68/a-5 maddesine göre meşruhatlı davetiyeye talimat mahkemesindeki duruşmaya katılmadıklarından istemin reddine karar verilmiştir.
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK’nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. İİK’nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Anılan hükümde atıf yapılan HUMK"nun 308. ve devamı maddelerinde imza inkarı halinde mahkemece yapılacak usuli işlemler düzenlenmiş; 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkralarında aynen; “ Ehlihibre vasıtasıyla tahkikata karar verildiği takdirde medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur. Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir. Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur.” düzenlemesi yer almıştır (6100 Sayılı HMK’nun 208, 211 ve 217. maddeleri).
Somut olayda, keşideci borçlu şirketin ticaret sicilinden gelen kayıtlara göre yetkilisinin Necati Aslan (Halit oğlu, 1937 doğumlu) ve şube yetkilisinin de E.. A.. olduğu görülmüştür. Borçlu vekilince de 28.10.2011 tarihli dilekçesinde bu kişilere ait imza örneklerinin yerleri bildirilmiş, mahkemece bu örneklerin bir kısmı da getirtilmiştir. Bu
durumda mahkemece yukarıda ismi geçen kişilerin mukayeseye elverişli imzaları temin edildiğinden imzaya itirazın yukarıda açıklanan kurallara göre çözümlenmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
Hal böyle iken, kararın bilgisayarda yazımı sırasında maddi hata sonucu oluşan karışıklık nedeni ile temyiz konusu uyuşmazlıkla ve taraflarla ilgisi bulunmayan Dairemizin 12.02.2013 tarih ve 2012/28112 Esas, 2013/3630 Karar sayılı kararına ait bozma gerekçesinin sehven yazıldığı saptandığından, Dairemiz bozma karar metninin yukarıda açıklandığı şekilde olduğuna ve maddi hatanın giderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: 1-Dairemizin 12.02.2013 tarih ve 2012/28122 E. - 2013/3616 K. sayılı kararındaki maddi hatanın yukarıda belirtilen şekilde giderilmesine,
6100 Sayılı HMK’nun 304. maddesi gereğince kararın gerçek (asıl) metninin önceki karar altına yeniden yazılmasına,
2-İlamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.