12. Hukuk Dairesi 2017/9025 E. , 2018/11807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda takip konusu senedin arkasındaki yazı nedeniyle teminat senedi olduğu ileri sürülerek takibin iptali ile tazminat talep edildiği, mahkemece, İİK. 170/a-2. maddesi gereğince senedin kambiyo vasfı taşımadığından bahisle takibin iptali ile şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verildiği, tarafların istinaf talebinde bulunmaları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklı yönünden başvurunun esastan reddine, borçlunun istinaf talebi yönünden ise, teminat iddiası İİK. 169/a-6. maddesi kapsamında değerlendirilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına takibin iptali ile alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların, o dava yönünden, hukuk düzenince, hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin ve her türlü kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK"nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.04.2010 gün ve 2010/11-195 E., 238 K. sayılı usulden bozmayı kapsayan ilamının gerekçesinde de vurgulandığı üzere, "Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir."
Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan "Gerekçenin, ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği, yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir" şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye vurgu yapılmıştır.
Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hakimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda, takip konusu senedin arkasındaki metinden açıkça anlaşılacağı üzere, senedin teminat senedi olduğu, taraflara karşılıklı edimler yüklediği, edim yerine getirildiğinde senedin iade edileceğinin kayıt altına alındığı, bu durumda kayıtsız şartsız borç ödeme ikrarı söz konusu olmayıp senedin kambiyo vasfına haiz olmadığı, dolayısıyla İİK. 170/a maddesi kapsamında değerlendirilerek takibin iptalinin gerektiği, nitekim ilk derece mahkemesi kararında bahsi geçen ilkeler gözetilerek İİK. 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verildiği, maddede tazminat öngörülmediğinden yasaya uygun olarak tazminata hükmedilmediği, ancak tarafların her ikisinin de istinaf talebinde bulunmaları üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nin 15.09.2017 tarih ve 2017/1933 E.-2017/1933 K. sayılı kararı ile alacaklı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddetmesine, bir başka deyişle ilk derece mahkemesinin değerlendirmesini doğru görerek alacaklının istinaf başvurusunu esastan reddetmesine rağmen, borçlu vekilinin istinaf başvurusu yönünden yaptığı incelemede önceki değerlendirmesiyle çelişki oluşturacak şekilde bu kez teminat senedi iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu ve İİK. 169/a-6. maddesi gereğince tazminat verilmesi gerektiği yönünde saptama yaptığı, oysa yukarıda izah edildiği üzere takibin İİK. 170/a maddesi kapsamında iptali gerektiğinin sabit olduğu ve yine hüküm fıkrasında borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin 2. bentte borçlunun istinaf talebinin kabul edilerek icra takibinin iptaline karar verilmesinin de gerek gerekçeyle ve gerek hüküm fıkrasının 1. bendiyle çelişkili olduğu, zira borçlunun itirazı yönünden yaptığı incelemede itirazı borca itiraz olarak kabul edip 2 nolu hüküm fıkrasında takibin iptaline karar verildiği, dolayısıyla kararın bir bütün olarak çelişkili olduğu anlaşılmıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının ikinci bendi ile kararın gerekçe kısmının ve hüküm fıkrasının birinci bendi arasında uyumsuzluk olacak şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup, anılan çelişkinin giderilerek yeniden karar verilebilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nin 15.09.2017 tarih ve 2017/1933 E.-2017/1933 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca re’sen BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.