17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11171 Karar No: 2019/2346 Karar Tarihi: 04.03.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11171 Esas 2019/2346 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/11171 E. , 2019/2346 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında yapılan icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunmadığını ve aciz içinde olduğunu, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 3 adet taşınmazını 13.10.2014 tarihinde oğluna ait olan diğer davalı şirkete devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davalı borçlunun aciz hali ve alacaklıları ızrar kastı bulunmadığını, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, taşınmazların ipoteklerle birlikte gerçek bedel ödenerek alındığını, iptal nedenleri bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aciz belgesinin sunulması için davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde sunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtaratını taşıyan tebligatın usulüne uygun olarak 05/02/2016 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, kesin süre içerisinde aciz belgesinin sunulmadığı belirtilerek, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında borçlu adresinde 26.08.2015 tarihinde düzenlenen haciz tutanağı (borçlunun 2 ay önce adresten taşındığının belirlendiği) ve temyiz dilekçesi ekinde sunulan 09.12.2015 haciz tutanağı (haczi kabil mal bulunmadığı belirtilen) İİK"nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.