Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/330
Karar No: 2019/2357
Karar Tarihi: 09.04.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/330 Esas 2019/2357 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin itiraz üzerine durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etti. Davalı ise atipik bir alım satım sözleşmesi olduğunu savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme, bozma kararına uygun olarak yapılan yargılama sonucunda, davalının mal iadesini ispat edemediği ve toplam davacı asıl alacağının 405.392,65 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak Mahkemece, bozma ilamının gereği kısmen yerine getirilmediği ve 2010 - 2011 yıllarına ilişkin fatura ve sevk irsaliyesinde imzası olan kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı yönünde zabıta araştırması yaptırılmadığı için hükmün BOZULMASINA karar verildi.
Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu madde 66/1 ve Madde 370.
19. Hukuk Dairesi         2018/330 E.  ,  2019/2357 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... geldiği, karşı taraftan kimsenin gelmediği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-
    Davacı vekili, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında atipik bir alım satım sözleşmesi olduğunu ve davacıya iade edilen ürünlerin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar tarafların temyizi üzerine Dairemizin 17/12/2013 tarihli ve 2013/15301-2013/19950 E.-K. sayılı ilamı ile "1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça kesilen bir takım iade faturasına ilişkin olarak bu faturalar altındaki teslim alan imzalarının okunamadığı ya da olmadığı belirtilmiş, davacı taraf da bunlara ilişkin olarak itirazda bulunmuştur. Mahkemece davacı tarafın itirazları değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/12/2016 tarihli ve 2016/8044-2016/15546 E.-K. sayılı kararı ile "Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Uyuşmazlık konusu olan iade faturalarında 2010 ve 2011 yıllarına ait faturalar ve sevk irsaliyeleri de bulunmaktadır. Mahkemece 2008 ve 2009 yıllarına ait SGK kaydı getirilmiş ve bu yıllara ilişkin zabıta araştırması yapılmış olmasına rağmen 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinde imzası bulunan kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı yönünde SGK’ya yazı yazılmadığı gibi, bu konuda başkaca da herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece 2010 ve 2011 yıllarına ait fatura ve sevk irsaliyeleri ile ilgili olarak yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının malların iade edildiği sevk irsaliye ve teslim belgesindeki imzası olan kişilerden ... isimli kişiye teslim edilenler dışındaki mal iadesini ispat edemediği, bozma öncesinde zabıta araştırması yapılmış ise de davalı delillerinde bu yönde bir delil bulunmadığı, böylece davalının 81.003,49TL"lik mal iadesini ispat edemediği, bozmadan önce kabul edilen ve kesinleşen 324.389,16 TL"lik alacak kısmı da dikkate alındığında takip tarihi itibariyle toplam davacı asıl alacağının 405.392,65 TL olduğu, takip tarihine kadar işlemiş olan faizin 17.159,77 TL olarak re"sen hesaplandığı gerekçesiyle davanın bu bedeller üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamının gereği kısmen yerine getirilmiştir. Dairemiz bozma kararında 2010 - 2011 yılına ilişkin fatura ve sevk irsaliyesinde imzası olan kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı yönünde SGK"ya yazı yazılmasının yanında başkaca araştırma da yapılması istenmiştir. Ülkemizde SGK kayıt dışı istihdam olgusunun varlığı sosyal ve ekonomik bir gerçekliktir. Bu nedenle mahkemece 2010 - 2011 yıllarına ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinde imzası olan kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı yönünde zabıta araştırması yaptırılarak tüm deliller toplandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi