Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1556 Esas 2021/3194 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1556
Karar No: 2021/3194
Karar Tarihi: 16.06.2021

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1556 Esas 2021/3194 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin verdiği karar, bir avukatın davalı müvekkilini temsil etme yetkisinin yasal kısıtlılık altında olduğu durumlarda sona ereceğini belirtiyor. Bu durumda, hapis cezası devam eden davalı için bir vasi atanıp atanmadığı araştırılmalı ve vasi atanmadıysa öncelikle bu eksiklik tamamlanmalıdır. Avukatın müvekkili adına temyiz başvurusu yapabilmesi için vasi tarafından verilen vekâletname gerekmektedir. Karar, Türk Medeni Kanunu'nun 407. ve 471. maddeleri ile Türk Borçlar Kanunu'nun 43 ve 513. maddelerine referans vermektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 407. maddesi, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağını düzenler. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, kısıtlılık altına giren kişiyi vasi atanmak üzere yetkili vesayet makamına bildirmelidir. Türk Medeni Kanunu'nun 471. maddesi ise, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağını belirtir. Türk Borçlar Kanunu'nun 43 ve 513. maddeleri ise, vekâletin, vekilin ve müvekkil
4. Hukuk Dairesi         2020/1556 E.  ,  2021/3194 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    -K A R A R-

    Dosya kapsamından, Bölge Adliye Mahkemesinin 09/01/2020 tarihli kararının davalı ...’nin vekili Avukat ...’a 27/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, kararın anılan vekil tarafından 07/02/2020 tarihinde temyiz edildiği, ancak UYAP sorgulamasına göre bu tarihler itibariyle davalı ...’nin Nazilli E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu anlaşılmıştır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 407. maddesi ile bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hususu düzenlemiş olup, davalı, hakkındaki cezanın infazına başlanılması ile yasal kısıtlılık altına gireceğinden, Türk Borçlar Kanunu"nun 43 ve 513. maddelerinde düzenlenen, aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekâletin, gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulacağı hükümleri uyarınca Avukat ...’ın, hakkındaki cezanın infazına başlanılmasından itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil etme yetkisi kalmayacaktır.
    Bu durumda davalı ...’ye Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği ve aynı Kanun’un 471. maddesindeki "Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkar" hükmü uyarınca davalının hapis halinin devam edip etmediği araştırılmalı, hapis halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda, vasi tayin edilmemiş ise öncelikle bu eksiklik tamamlattırılmalı ve temyiz
    isteminde bulunan avukatın davalının vasisinden alacağı vekâletnameyi ibraz etmesi istenilmelidir. Vekâletname verilmezse mahkeme kararı davalı vasisine "Kanuni süre içinde karara karşı temyiz isteminde bulunabileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde yetkisiz vekil tarafından yapılmış olan temyize icazet vermiş (kabul etmiş) sayılacağı, temyiz istemini kabul etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği" kaydını içerir biçimde tebliğ edilmeli ve temyiz süresi beklenerek sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
    SONUÇ: Dosyanın, yukarıda gösterilen nedenlerle ve belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere bölge adliye mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 16/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.