Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/15680
Karar No: 2021/1729
Karar Tarihi: 01.03.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/15680 Esas 2021/1729 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 1245 ada 19 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını ve kaydının onun adına yapılması veya satın aldığı bedelin tazmin edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, bu talebi kısmen kabul etmiş, tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Ancak Daire, hükümdeki tazminat miktarının hesaplanmasındaki yanlışlıklar ve kararın gereksiz bilirkişi raporlarına dayanması nedeniyle hükmü bozmuştur. Yeniden yapılan yargılamada, davacının kazanılmış hakkı nazara alınıp daha az bir bedele hükmedilmesi nedeniyle karar tekrar bozulmuştur. Kararda, davacının taleplerine ilişkin kanun maddeleri olan Tapu Kanunu, Denkleştirici Adalet ilkesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddeleri de belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2018/15680 E.  ,  2021/1729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali Ve Tescil(Tapulu Taşınmazı Harici Satın Almaya Dayalı) Denkleştirici Adalet Gereği Tazminat

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, dava konusu 1245 ada 19 parsel sayılı taşınmazı davalıdan 13.10.1992 tarihinde 30.000,00 TL bedel karşılığında haricen satın aldığını, satın aldığı tarihten beri taşınmaza zilyet olduğunu açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde sözleşme ile verilen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05.11.2015 tarihli celsedeki beyanında dava konusu ettiği yerin 110 m2"lik kısım olduğunu belirtmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu parselin 60 m2"sini davacıya sattığını kabul ettiğini,davacıya sattığı 60 m2"sinin tapusunun iptali ile davacıya verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, 31.03.2016 tarihli ve 2015/307 Esas, 2016/155 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 11.297,42 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairemizin 15.11.2016 tarihli ve 2016/18070 -15519 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamında özetle;
    “...Mahkemece dava konusu yerin ifrazının mümkün bulunup bulunmadığı, ilgili belediyeden sorulup belirlenmemiştir. Mahkemece önce bu hususun açıklığa kavuşturulması ve taşınmazın ifrazının mümkün olmaması halinde kabule konu alanın ana taşınmaza oranı dikkate alınarak paylı olarak davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, davacının asıl talebi olan tapu iptali ve tescil hakkında olumsuz kanaate varılması durumunda davacının talep ettiği tazminat miktarının belirlenmesi bakımından Yargıtay"ın ve Dairemiz"in kabul ettiği denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken; haricen satış tarihinde ödenen bedelin önce dolara çevrilip sonrasında bugünkü karşılığı olan Türk Lirası"nın bulunması suretiyle tazminat hesaplaması yapılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir...”denilmiştir. Dairemizin bozma ilamına karşı davalı vekilince karar düzletme isteminde bulunulmuş, Dairemiz 23.05.2017 tarihli ve 2017/10509 Esas, 7599 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar vermiştir.
    Bozma ilamına uyulduktan sonra Mahkemece; davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile 5.720,21 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair hükmü taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava tapulu taşınmazı haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde denkleştirici adalet hükümleri gereğince tazminat taleplerine ilişkindir.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
    2. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 13.10.1992 tarihinde ödediği rakam 30.000.000 TL olmasına rağmen, hesaplamanın bu bedelin devir ve ödeme tarihi olan 13.10.1992 tarihi itibari ile 33.250.000 TL olarak güncellenmek sureti ile bu bedel üzerinden dava tarihine kadar tekrar güncellenme yapılmak sureti ile sonuca ulaşılması doğru olmamış ve bu hali ile 13.04.2018 havale tarihli bankacı bilirkişi Kemal Ünsal Güvenç ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi ...’in düzenlediği bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; bilirkişilerden ek rapor alınarak; davacının 13.10.1992 tarihinde ödediği 30.000.000 TL"nin dava tarihi itibari güncellenmesi istenmeli ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yetersiz ve dosya kapsamına uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Diğer yandan Mahkemenin verdiği kararın taraflarca temyizi sonucunda davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olması karşısında Mahkemece davacının kazanılmış hakkı nazara alınmak sureti ile ilk kararda hüküm altına alınan 11.297,42 TL"nin altında bir bedele hükmedilmemesi gerekirken daha az bir bedele hükmedilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1.) bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 35,90 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 354,85 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi