10. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3045 Karar No: 2019/7477 Karar Tarihi: 27.11.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/3045 Esas 2019/7477 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 10 ay hapis cezası almış ancak hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Ancak later hüküm açıklarken, hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi kapsamında 6.000 TL adli para cezasına çevrilerek mahkûmiyet hükmü kurulmuştur. Mahkeme, bu durumun hak ihlali olduğunu belirtmiş, ancak bu konuda temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Dosya incelendiğinde sanık hakkında önceden benzer bir suçtan dolayı herhangi bir tedavi veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, sanığın doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması gerektiği ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Mahkeme kararında, CMK'nın 231/7. maddesi ve TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası gibi kanun maddeleri de detaylı bir şekilde açıklanarak belirtilmiştir.
10. Ceza Dairesi 2019/3045 E. , 2019/7477 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 34. Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : İzmir (Kapatılan) 13. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/11/2011 tarih ve 2011/191 esas 2011/1614 sayılı kararı ile sanık hakkında verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması karşısında, hüküm açıklanırken, 5271 sayılı CMK’nın 231/7. maddesinde yer alan “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.” şeklindeki düzenlemeye aykırı bir şekilde, bahse konu hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi kapsamında 6000-TL adli para cezasına çevrilerek mahkûmiyet hükmü kurulmuş olması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş ve suç tarihi itibariyle infazına başlanmış herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olmasının, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğu hususu dikkate alınarak yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eleştiri dışında eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 27/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.