14. Hukuk Dairesi 2016/2349 E. , 2018/2451 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi Hörü Kanber vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 5841 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, tapu kayıt maliki olduğu iddiasıyla.... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; hükmü temyiz eden .... vekili, müvekkillerinin murisi ..."in dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu; ancak, isminin tapuda "İbrahim", soyadının "Kanber" olarak yazıldığını, taşınmazla ilgisi olmayan ..."e ait ..... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1186-1092 E.K. mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen kişiler davalı olarak gösterilerek davaya devam edildiğini ileri sürmüştür. Temyiz eden .... vekili 29.04.2016 havale tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmazda ..... oğlu ... şeklinde isim düzeltilmesi yapıldığına dair tapu kaydını dosyaya sunmuştur. Gerçekten de, .... üzerinden yapılan .... incelemesine göre, dava konusu 5841 ada 4 parselin 84/619 paydaşının temyiz edenler murisi ..... oğlu ... olduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen paydaşın mirasçıları davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanmadan karar verildiği açıktır.
Mahkemece taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olduğu, yargılamanın her aşamasında re"sen gözönünde bulundurulması gerektiği dikkate alınarak, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.