Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1219
Karar No: 2019/3181
Karar Tarihi: 21.05.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/1219 Esas 2019/3181 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/1219 E.  ,  2019/3181 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.05.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı ... vekili Avukat, dahili davalı ... vekili Avukat ve temyiz edilen dahili davacılar ... vd. vekili Avukat gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen davalar, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı ... vekili, davalı ...’ın müvekkilinin akıl zayıflığından faydalanarak hileli hareketler ile müvekkilinin maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı devraldığını ve açılacak davalardan kurtulmak amacıyla yakın arkadaşı olan diğer davalı ...’ye muvazaalı olarak temlik ettiğini, davalıların müvekkilinin akıl hastası olduğunu bilmelerine rağmen kötüniyetli ve bedelsiz olarak taşınmazı edindiklerini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiş, birleştirilen dava ile; davalı ...’nin asıl dava açılmadan kısa süre önce çekişmeli taşınmazı davalı ...’e muvazaalı devir ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, yargılama aşamasında kısıtlanan davacı ...’in temyiz aşamasında ölümü üzerine davaya mirasçıları tarafından devam olunmuştur.
    Davalı ..., davacının akıl hastası olmadığını, serbest iradesi ile devri yaptığını, satışın geçerli olduğunu, davalı ..., tapu kaydına güvenerek ve iyiniyetli olarak dava konusu taşınmazı satın aldığını, daha sonra da diğer davalı ...’e bedeli karşılığında sattığını, davalı ..., dava konusu taşınmazı 40.000,00 TL’yi banka kanalı ile ödemek suretiyle satın aldığını, satışın geçerli olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ilk temlik tarihinde davacı ...’in fiil ehliyetinin bulunmadığının Adli Tıp Kurum’ndan alınan rapor ile sabit olduğu ve davalıların iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ..."in maliki olduğu çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı 01.09.2009 tarihinde bizzat davalı ..."a satış suretiyle devrettiği, adı geçenin taşınmazı 24.05.2012 tarihinde diğer davalı ..."ye temlik ettiği, onun da 10.07.2012 tarihinde birleştirilen davanın davalısı ..."e aktardığı, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 13.11.2013 tarihli raporu ile davacı ..."in temlik tarihi olan 01.09.2009"da fiil ehliyetini haiz olmadığının belirlendiği, davacının ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/404 E – 2012/755 K sayılı kararı ile kısıtlandığı, kendisine kızı ..."in vasi olarak atandığı, davacı ..."in yargılama aşamasında, 24.06.2017 tarihinde öldüğü ve geriye eşi ... ile çocukları Döndü, ..., ..., ... ve ..."in kaldığı, adı geçen mirasçıların yargılamaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 13.11.2013 tarihli raporu ile davacı ..."in temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının belirlendiği ve davalı ... ilk el konumunda olduğundan, davalı ..."nin ise davacı ile aynı köylü olması ve davacının ehliyetli olmadığını bilen ya da bilecek durumda olan kişi konumunda bulunması nedeniyle iyiniyetli sayılmayacağından davalılar Oktay vekili ve davalı ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine.
    Birleştirilen davanın davalısı İsmail vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    İkinci el konumundaki davalı ..."in TMK"nun 2. maddesi anlamında iyiniyetli olduğunun anlaşılması halinde TMK"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı, ediniminin korunacağı kuşkusuzdur.
    Ne var ki; mahkemece bu yönde yeterli ve hükme elverişli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Hal böyle olunca, ikinci el konumundaki birleştirilen davanın davalısı İsmail"in iyiniyetli olup olmağının araştırılması, tarafların dayandığı tüm delillerin toplanması ve yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Öte yandan, somut olayda olduğu gibi dava dosyaları birleştirilse dahi her dosya ayrı olma özelliğini devam ettirdiğinden, yargılama sonunda her dosya hakkında fer’ileri de dahil olmak üzere ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken bu husus gözardı edilerek tek hüküm tesisi de doğru değildir.
    Birleştirilen davanın davalısı İsmail vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.05.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    (Muhalif)
    -KARŞI OY-
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece verilen kabul kararı doğrudur. Hüküm onanmalıdır.
    Çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi