
Esas No: 2022/3608
Karar No: 2022/4525
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/3608 Esas 2022/4525 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/3608 E. , 2022/4525 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
İtirazın iptali istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul 5. Tüketici ve Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemeleri’nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemeleri’nin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesi’nin yargı çevresinde kalan Mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan Adlî Yargı İlk Derece Hukuk Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi’nce, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 04/11/2021 tarihli ve 2019/855 E. - 2021/2130 K. sayılı kararıyla dava konusu taşınmaza ilişkin tapunun, dava tarihinden önce davacı adına tescil edildiği, taşınmazın aynına ilişkin davalarda kesin yetki kuralı gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olduğu, taşınmazın bulunduğu yerin İstanbul olmadığı, Yalova ili yargı çerçevesi içinde bulunduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi'nin 28/06/2018 tarih ve 2018/45 Esas, 2018/458 Karar sayılı kararının kaldırılmasına,İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi'nin yetkisizliği'ne, Daire kararının ilk derece mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren, taraflarca 6100 Sayılı HMK'nın 20. maddesine göre 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesine dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için müracaat edilmesi halinde, davanın esastan görülmesi için dosyanın yetkili Yalova Asliye Hukuk Mahkemesi'ne (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar 04/11/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nce, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17/09/2019 gün ve 2017/19-824 E. - 2019/885 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27/11/2013 gün ve 2013/13-372 E. - 2013/1606 K. sayılı kararı),
İİK’nın 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde ise, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
İcra takibinin yapıldığı ve eldeki davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesinde ise borcun ifa edileceği yer düzenlenmiştir. Buna göre;
“Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir”.
Kısaca özetlemek gerekirse, HMK'nın yetki kuralları ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar da öncelikle incelenmelidir. HMK’nın 6. maddesine göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.
Dosya kapsamından, davacının devremülk sözleşmesinden cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle ödenen bedellerin alacağı için takip başlattığı, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçerli olduğu dolayısıyla taraflar arasındaki akdi ilişkinin kabul edildiği, bu nedenle davacı alacaklarının kendi yerleşim yerinde bulunan İcra Daireleri'nin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar öncelikle incelenmesi gerektiğinden ve takip İstanbul 24. İcra Dairesi’nde başlatıldığından uyuşmazlığın İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi’nce görülerek sonuçlandırılması, şayet mahkemece takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı sonucuna ulaşılırsa yetki yönünden yapılan itirazın haklılığı nedeniyle davanın reddi ile dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3 maddesi gereğince İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.