Esas No: 2016/778
Karar No: 2022/1830
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay 13. Daire 2016/778 Esas 2022/1830 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/778 E. , 2022/1830 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/778
Karar No:2022/1830
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Teknik Kimya Madeni Yağ İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
2- …Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi'nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkette 18/09/2011 tarihinde yapılan ihbar üzerine gerçekleştirilen denetim kapsamında 20/09/2011 tarihinde el konulan 24,50 ton spindle oil, 8,00 ton akışkanlığı düzenleyici ürün, 20,00 ton naturel yağın değerinin altında tasfiye edildiğinden bahisle oluştuğu iddia edilen 80.656,00-TL maddi zararın 19/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Davanın İçişleri Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğü) yönünden incelenmesi; davacı tarafından uğranıldığı ileri sürülen zararın, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma ve İzmir Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen arama ve el koyma kararları kapsamında suç unsuru taşıyan akaryakıta el konulmasından kaynaklandığı, emniyet görevlilerinin idari kolluk görevi yanında adli kolluk görevinin de bulunduğu, adli kolluk görevini yerine getirirken Cumhuriyet Savcısının emrinde olduğu, bu kapsamda, adli kolluk görevini yerine getiren davalı idare personelinin adli kolluk görevi dışında idari görevi kapsamında isnat edilebilecek herhangi bir hizmet kusurunun saptanmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından istenilen tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna ulaşıldığı;
Davanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yönünden incelenmesine gelince; davalı idarenin kaçak petrolün önlenmesi için gerekli önlemleri alma ve denetim konusunda görevli ve yetkili olduğu, bunun sağlanabilmesi için ise, gerek kendi personeli gerekse yapılan işbirliği protokolleri ile diğer idarelerin personelinden yardım aldığı, yargısal faaliyet sürecinde oluştuğu iddia edilen zararda davalı idareye isnat edilebilecek bir kusur saptanmadığından anılan idare yönünden de tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemece el konulan ürünlere motorin karıştırıldığı iddiasıyla yapılan işlemler usul ve yasaya uygun bulunmuş ise de, numuneler üzerinde TÜBİTAK MAM tarafından yapılan incelemede analiz sonuçlarının tamamının uygun bulunduğunun anlaşıldığı, Emniyet Müdürlüğü'nün iddia ettiği gibi karışımlı veya kaçak akaryakıt olmadığı, …Asliye Ceza Mahkemesi dosyasından ve bilirkişi raporu ile Ege Üniversitesi'nde yapılan incelemeden de el konulan ürünün solvent karışımı olarak değerlendirilemeyeceğinin açık olduğu, kararda motorine ilişkin mevzuata yer verilmesine rağmen mineral yağ ve baz yağlarına ilişkin mevzuat uygulanmış gibi irdeleme yapıldığı, Madeni Yağların Ambalajlanması ve Piyasaya Sunumu Hakkında Tebliğ'in 11/2 maddesi uyarınca kararın hukuka aykırı olduğunun açıkça anlaşıldığı, EPDK'nın özellikle hukuka aykırı işlemler yönünden gerekli tedbirleri alması gerektiği, vatandaşın yasal olarak satın almış olduğu ürünlere bu şekilde el konulması ve daha sonra fiyatının çok altında tasfiye edilerek satılması nedeniyle kusuru bulunduğu, TÜBİTAK MAM'ın 25/10/2011 tarihli raporu 28/10/2011 tarihinde İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Bürosuna teslim edilmesine rağmen bu raporun soruşturma dosyasına bilinçli bir şekilde intikal ettirilmediği, görevin kötüye kullanıldığı, el konulan ürünlerin tamamının yasal olarak satın alınan ürünler olduğu, el konulan ürünlerin yok pahasına satılmasından Emniyet ve EPDK'nın sorumlu olduğu, Emniyet Müdürlüğü ve EPDK personeli kişilerce mülkiyet hakkına ve Yönetmeliğe aykırı davranıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı Bakanlık tarafından, dava konusu olayda idarenin yasaların kendisine yüklediği görevleri yerine getirmekten öte bir eylemi olmadığı, idarenin tazmin sorumluluğunun olması için hizmet kusurunun bulunması, bu eylemden zarar oluşması ve hukuka aykırı bu eylemle meydana gelen zarar arasında doğrudan sebep-sonuç ilişkisi bulunması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davalı EPDK tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idarî dava türleri, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları; idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmış; 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin ilk inceleme aşamasında görev yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği belirtilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında, eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı hâlde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen durumlarda kişilerin devlet aleyhine tazminat davası açabilecekleri belirtilmiş; anılan Kanun'un 142. maddesinin ikinci fıkrasında, "İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır." kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin İzmir ili, Bornova ilçesi, …Dökümcüler Sitesi, …Sokak, No:…adresinde madeni yağ üretimi yapılan, iş yerinde, piyasadan toplanmış ve Aliağa Rafinerisi'nden alınmış yağların karıştırılarak piyasaya akaryakıt olarak sürüleceği yönünde 18/09/2011 tarihinde yapılan ihbar üzerine emniyet müdürlüğü ekiplerince takibe başlanıldığı, …Sulh Ceza Mahkemesi'nin …tarih ve Değişik İş No:…sayılı dosyasında verilen arama kararına istinaden yapılan sorgulama sonucu davacının iş yerinden faturasız akaryakıt alındığının beyan edildiği, davacının iş yerinde yapılan arama sonucu iş yeri yetkilisi tarafından; 1 nolu tank içerisinde 9 ton Spindle oil, 2 nolu tank içerisinde 15,5 ton spindle oilin Tüpraş'tan alındığı, 23 ton kapasiteli 5 nolu tank içerisinde bulunan 8 ton akışkanlığı düzenleyici müstahsar ürün olduğu ve fabrikada hazırlandığı, 6 nolu tank içerisinde bulunan 20 ton light naturel ürünün Tüpraş'tan alındığı beyanında bulunulduğu, durumdan nöbetçi savcının haberdar edildiği, ulusal marker uygulaması yapılmak ve TSE standartlarına uygun olup olmadığının tespiti için TÜBİTAK'a gönderilmek üzere numune alındığı ve …Cumhuriyet Başsavcılığı'nın …sayılı soruşturması kapsamında savcılık talimatı ile ürünlere el konulduğu, el konulan ürünler için yapılan tespitte; 1-2 nolu tank içerisinde 21.870 kg spindle oil, 2-5 nolu tank içerisinde 7.850 kg ton akışkanlığı düzenleyici müstahsar ürün, 3-6 nolu tank içerisinde 19.870 kg light naturel ürünün olduğunun tespit edildiği, …Sulh Ceza Mahkemesi'nin …tarih ve Değişik İş No:…sayılı kararı ile suç unsuru olarak el koyma işlemlerinin onanmasına karar verildiği, el konulma kararına 31/01/2012 tarihinde yapılan itirazında …Asliye Ceza Mahkemesi'nin …tarihli ve Değişik İş No:…sayılı, kararı ile itirazın süresinde olmadığından bahisle reddedildiği, daha sonra …Sulh Ceza Mahkemesi'nin …tarih ve …Değişik İş sayılı kararı ile ürünlerin tasfiyesine karar verildiği, İzmir İl Özel İdaresi'nce tasfiye edilen ürünlerden elde edilen gelirin davacıya ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının iş yerinde bulunan ve kaçak olduğu iddiasıyla savcılık talimatıyla el konulan ürünlerin Sulh Ceza Mahkemesi'nce tasfiyesine karar verildiği, maddi tazminat talebinin, ceza yargılaması faaliyetleri sonucu tasfiye edilen ürünlerin piyasa fiyatının altında satılmasından kaynaklandığı, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun aktarılan kuralları dikkate alındığında uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adlî yargının görevinde olduğu anlaşıldığından, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca …İdare Mahkemesi'nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.