Esas No: 2021/13776
Karar No: 2022/2145
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay 2. Daire 2021/13776 Esas 2022/2145 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/13776 E. , 2022/2145 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/13776
Karar No : 2022/2145
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkiinde bulunan, Hazinenin davacı ve 13 kişi ile birlikte müştereken malik olduğu .. pafta, ... parsel sayılı taşınmazın Hazine hissesine isabet eden 1490,08 m²'lik kısmının iki katlı fabrika binası ve bahçe olarak fuzulen işgal edildiğinden bahisle davacı adına 07/04/1997- 30/09/2002 arasındaki dönemde ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin ... günlü, ... sayılı ecrimisil ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının Hazine ile birlikte hissedarı bulunduğu 169 parselin 2300 m²'lik kısmını iki katlı fabrika binası ve alanı olarak kullandığı, ancak bu kullanım nedeniyle Hazineden muvafakat alınmadığı sabit olup bu durumun ilk defa tespiti nedeniyle (davacının kiralamak isteyip istemediği yolunda bir tebligat yapılmasının daha sonraki tespitlerde aranabileceğinden) davacıdan ecrimisil istenebileceğinin kuşkusuz olduğu, fuzuli işgali saptanan davacıdan ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu durumda, davacı hakkında düzenlenen ecrimisil ihbarnamesinde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Davacının temyiz istemi üzerine, Danıştay Onuncu Dairesinin 23/02/2007 günlü, E:2004/6289, K:2007/632 sayılı kararıyla; olay tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 623 ilâ 631 inci maddelerinde müşterek mülkiyet ile iştirak halinde mülkiyete ilişkin esaslar düzenlenmiş olup; anılan Yasa maddeleri uyarınca paydaşlardan her biri, paydaşlık giderilmediği sürece taşınmazın her noktası üzerinde payı oranında hak sahibi olduğundan, davacı tarafından kullanılan kısmın kendisine ait olma ihtimali karşısında, idarenin hissedarı olduğu taşınmazdaki kendi payını gerekçe göstererek diğer paydaşı işgalci olarak nitelendirmesini kabul etme olanağının bulunmadığı, belirtilen sebeple, olayda Hazineye ait taşınmazın işgal edildiği kabul edilemeyeceğinden fuzuli şagil olmadığı sabit bulunan davacıdan, 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi uyarınca ecrimisil istenilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararla; bozma kararına uyulmayarak, ilk kararda yer alan gerekçelerle davanın reddi yolundaki kararda ısrar edilmiştir.
Davacının temyiz istemi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 06/03/2013 günlü, E:2008/1136, K:2013/786 sayılı kararıyla; davanın reddi yolundaki ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiş, davacının kararın düzeltilmesi istemi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/02/2016 günlü, E:2014/7, K:2016/364 sayılı kararıyla kabul edilerek; 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 623 ilâ 628. maddeleri ile 08/12/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 688 ilâ 700. maddelerinde müşterek mülkiyete ilişkin esaslar düzenlenmiş olup; anılan Kanun maddeleri uyarınca paydaşlardan her birinin, paydaşlık giderilmediği sürece taşınmazın her noktası üzerinde payı oranında hak sahibi olduğundan, hiçbir paydaşın kendi payını gerekçe göstererek taşınmazı kullanan diğer paydaşları işgalci olarak kabul edemeyeceği, dolayısıyla, Hazinenin müştereken malik olduğu durumlarda, paydaşlık giderilmediği sürece taşınmazın her noktası üzerinde hak sahibi olan paydaşlardan, kendilerine ait hisseyi aşmadıkları sürece ecrimisil istenilmesinin mümkün bulunmadığının sonucuna varıldığı, dava dosyasının birlikte incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmazın tapu kayıtlarına göre, taşınmazın 920.864/1.420.800 payının (22.945.77 m²) Hazine, 93.738/1.420.800 payının (2.335,73 m²) davacı ve geri kalan payların da muhtelif paydaşlar adına kayıtlı bulunduğu, taşınmazın, 2300 m²'lik kısmında davacıya ait 2 katlı fabrika binası (yatak imalathanesi) ve bahçe bulunduğu, bu tesbite dayanılarak davalı idarece Hazine hissesine isabet eden 1490 m²'lik kısmın işgal edildiğinden bahisle davacı adına ecrimisil tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığı, olayda, söz konusu müşterek hisseli (paylı mülkiyet) taşınmazda, davacının kendi hissesine isabet eden kısmı kullandığı, dolayısıyla kendi hissesini aşmadığı anlaşıldığından; fuzuli şagil olmadığı sabit bulunan davacıdan, 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesi uyarınca ecrimisil istenilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemenin ısrar kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/02/2016 günlü, E:2014/7, K:2016/364 sayılı bozma kararına uyularak verilen ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; söz konusu taşınmaza Hazine ile birlikte davacının da hissedar olduğu, hissedarlar arasında rızai taksim yapılmadığı, ecrimisil borcunun, davacı tarafından kullanılan 2300 m²'lik alandaki Hazine hissesine isabet eden 1.490,08 m²'lik kısım için tahakkuk ettirildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından; ihtirazi kayıtla 13.991,14-TL ödediği, 2002 yılında açılan davanın halen 2017 yılında devam etmiş olması nedeniyle ödediği paradan dolayı mağduriyetinin söz konusu olduğu, geçmişteki satın alma değerine göre değer kaybı ile gecikmeden doğan değer kaybının da giderilmesi gerektiği belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K: 2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.