11. Hukuk Dairesi 2019/2165 E. , 2020/964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/12/2017 tarih ve 2017/131 E- 2017/562 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/02/2019 tarih ve 2018/704 E- 2019/117 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin tanınmış "SÜTAŞ" ibareli ve 2010/17591, 2010/ 17593, 2009/41176, 2010/42570, 2013/16738, 2009/01617, 2012/104770, 2012/104919, 2012 104807, 2012/104812, 2012/104775, 2005/59223 sayılı ve "sütaş süzme", "sütaş süzme beyaz peynir", "sütaş süzme beyaz peynir şekil", "sütaş süzme peynir", "sütaş süzme peynir taptaze yumuşacık lezzet", "süzme", "süzme peynir", "süzme peynir şekil", "süzme peynirim", "süzmepeynir", "süzmepeynirim", "süzme" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “PINAR Süzme Peynir+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı kuruma başvurduğunu, 2015/18532 kod numarası verilen başvuruya yapılan itirazın davalı kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa davacı şirkete ait markaların tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer bulunduğunu, başvurunun tescili halinde davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlanacağını, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK"in 2017-M-1008 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davalı şirketin “PINAR” ibareli seri markalarının başta süt ve süt ürünlerinde olmak üzere tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davacı markalarındaki “SÜZME” ve “SÜZME PEYNİR” ibarelerinin ürün adı niteliğinde cins bildiren ibareler olduklarını, tek başlarına tescil edilmelerinin mümkün olmadığını, “süzme peynir” ibaresinin ortalama tüketici
nezdinde bir peynir türü olarak algılanacağını, piyasada yer alan pek çok firma tarafından “süzme peynir” ve “süzme beyaz peynir” ibarelerinin tescilli marka olarak ürünlerinde kullanıldığını, davacının itirazına mesnet markalarının esas unsurunun “SÜTAŞ”, olmasına karşın başvuru markasının esas unsurunun “PINAR” olduğu, markaların görsel, işitsel ve anlamsal açıdan tamamen farklı olduklarını, iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında eskiye dayalı kullanım nedeniyle üstün ve öncelikli hakkının bulunmadığı, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer olduğu, ancak taraf marka işaretlerinin benzer olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut bulunmadığı, davacının markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 bendi anlamında tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, davacının patent lisans hakkının “SÜZME” kelimesinin marka olarak tescil edilmesini engelleme hakkını vermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.