Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/5720
Karar No: 2022/5063
Karar Tarihi: 21.04.2022

Danıştay 6. Daire 2018/5720 Esas 2022/5063 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/5720 E.  ,  2022/5063 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2018/5720
    Karar No : 2022/5063


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:… , K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Kocaeli İli, Çayırova İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin mimari projede 2. bodrum kattaki bağımsız bölümde ticari otoparka izin verilmemesi nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasıyla 130.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; mimari projelerin, düzenlendiği yapının imar koşullarına ve yürürlükteki imar planına aykırı olamayacağı, usulüne uygun kabul edilerek onaylanan nazım imar planı hükümleri doğrultusunda dava konusu parselin cephesindeki yolun genişliğinin 10 metrenin altında olması sebebiyle bodrum katta ticari otoparka yer verilen projenin kabul edilmemesinde davalı idarenin kusurunun söz konusu olmadığı ve uğranıldığı iddia edilen zarar ile idari işlem arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Taşınmazının köşesinde kısa da olsa 12 metrelik yola cephe verildiği, 10 metrelik yol şartının sağlandığı, mevzuat açısından bodrum kat ya da katların ticaret ya da ticari otopark yapılmasında mani kalmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    DAVALININ SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının esasa ilişkin kısmının onanması, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden ise temyiz isteminin kabul edilerek bu kısmın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY : Kocaeli İli, Çayırova İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza yönelik yapı ruhsatı alınması amacıyla müellifine hazırlattırılan mimari projeyle birlikte davalı idareye yapılan başvuru, 1/5000 ölçekli nazım imar planı plan hükümlerinin 2.1.1 sayılı maddesinde 10 metrenin altında olan yollara cepheli parseller üzerinde yapılacak yapılarda ticari otoparka izin verilmeyeceği hükmü gerekçe gösterilerek reddedilmiş, anılan işlem nedeniyle davacı tarafından maddi zarara uğranıldığı iddia edilerek 130.000,00-TL tutarın ödenmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun da reddedilmesi üzerine 130.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmü bulunmaktadır.
    Bir tam yargı davasında davacı aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin, hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkını ihlâl ettiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuru sonucunda, Anayasa Mahkemesince verilen 07/11/2013 tarihli B. No:2012/791 sayılı kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 36533/04 başvuru numaralı Mesutoğlu-Türkiye kararına atıfla; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığı, bazı sınırlamalara tabi tutulabileceği, bununla birlikte getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiği, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların; ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması hâlinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 1. fıkrası ile bağdaşabileceği, bu ilkelerden hareketle, dava açma hakkının doğal olarak kanunla belirlenen şartları olmakla birlikte; mahkemelerin, yargılama usûllerini uygularken, bir yandan, davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usûl şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir.
    1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren bir tarifenin hazırlanacağı; 169. maddesinde, yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamayacağı belirtilmiştir.
    Alıntısı yapılan düzenlemelerden açıkça anlaşıldığı üzere, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin amacı, avukatların mesleklerini icra ederken hak edecekleri ücret için belli bir asgari sınır getirmektir. Bir başka ifade ile yapılan hukuki yardımın niteliği veya niceliği ne olursa olsun, avukatın verdiği hukuki hizmetin maddi karşılığının belli bir miktarın altına düşmesini engellemektir.
    Öte yandan, yargının kurucu unsurlarından olan savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanununun 164. maddesinde öngörüldüğü üzere, emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanı sıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer verilmemesi gerekmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yargılama giderleri" başlıklı 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda yasa gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 332. maddesinde, yargılama giderlerine mahkemece kendiliğinden hükmedileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
    Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde; "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." ve "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 12. maddesinde ise; "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez" düzenlemelerine yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyize konu kararının esasa ilişkin kısmı incelendiğinde;
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın esasa ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Temyize konu kararın reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hükmedilen nispi vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince;
    Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinde; manevi tazminat istemlerinde hükmolunacak avukatlık ücretine ilişkin özel düzenleme yapılmış olup manevi tazminat isteminin kısmen reddi durumunda, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyecek ve manevi tazminat isteminin tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre (maktu olarak) hükmolunacak, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekâlet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilecektir.
    Söz konusu Tarife'de, maddi tazminat davalarında hükmolunacak avukatlık ücretine ilişkin manevi tazminat davalarında olduğu gibi özel ve ayrık bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir; ancak maddi ve manevi tazminat davaları için Tarifede öngörülen vekâlet ücreti sistematiğinin, avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile hak arama özgürlüğünün kısıtlanması açısından değerlendirilmesi ve bu kavramların adil ve orantılı olarak dengelendirilmesi amacıyla irdelenmesi gerekmektedir.
    Tarifede manevi tazminat isteminin tümüyle reddedilmesi durumunda, maktu vekâlet ücretine hükmedileceği belirtilirken, maddi tazminat isteminin tümüyle reddi halinde bu yönde bir özel düzenlemeye yer verilmemiştir.
    Yine, manevi tazminat isteminin kısmen reddedilmesi durumunda, karşı taraf vekili yararına hükmedilecek nispi vekâlet ücretinin, davacı vekili lehine belirlenen nispi vekâlet ücretini geçemeyeceği belirtilirken, maddi tazminat isteminin kısmen reddi durumunda bu şekilde ayrık bir düzenlemeye de yer verilmemiştir.
    Tazminat isteminin tamamının veya bir kısmının reddedildiği hâllerde, düzenleme açısından durum bu şekilde ikili bir ayrıma tabi tutulmakta ise de maddi ve manevi tazminat istemlerinden birinin diğerine göre daha farklı ve daha fazla çaba, gayret ve emek sarf edilmesine gerek göstermemesine karşın, maddi ve manevi tazminat istemleri açısından vekâlet ücretlerinin farklı şekilde belirlenmesi, avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile alınacak vekâlet ücreti arasında orantısızlık yaratacağı sonucuna varıldığından, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinde tanımlanan avukatlık ücreti kavramı ile bağdaşmamaktadır.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince maddi tazminat istemi bakımından davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bu kısmında isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli, E:… , K:… sayılı kararının esasa ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden ise BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi