Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/14216
Karar No: 2022/5136
Karar Tarihi: 21.04.2022

Danıştay 6. Daire 2019/14216 Esas 2022/5136 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/14216 E.  ,  2022/5136 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/14216
    Karar No : 2022/5136


    TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. … 2- … Belediye Başkanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- … 4- …
    5- … 6- … 7- …
    8- …
    9- … VEKİLLERİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … ada… … parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında kamulaştırılacak şerhi konularak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 212.506,00 TL'nin (ıslah öncesi 50.000,00 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile Ek-1. madde kapsamında kalan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarruf hakkı kısıtlanan taşınmazlar hakkında da kanunda düzenlenen 5 yıllık sürenin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı, bu durumda yeni yasal düzenleme uyarınca bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davacıların asıl ve faiz istemlerinin kısmen kabulüne, 127.505,10 TL'nin dava tarihi olan 25.11.2011 tarihi ile 02.03.2014 tarihleri arası için sadece 15.000,00 TL'ye isabet eden kısmına, 03.03.2014 tarihi ile 09.07.2018 tarihleri arası için sadece 50.000,00 TL'ye isabet eden kısmına, ıslah tarihi olan 10.07.2018 tarihinden sonrası için hükmedilen bedelin (127.505,10 TL) tamamına işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden eşit oranda alınarak davacılara ödenmesine, davanın fazlaya ilişkin tazminat aslı ve faize ilişkin kısmının reddine, dava kısmen kabul kısmen ret ile sonuçlandığı ve davalı idarelerden birinin istinaf yoluna başvurmadığı gözetilerek dava ve istinaf aşamasına ait toplam 6.930,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.772,30 TL' sinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 4.158,00 TL yargılama giderleri ile davacılar vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret tarifesince hesap edilen 12.950,40 TL nispi vekalet ücretinin davalı idarelerden 1/2 oranında alınarak davacılara verilmesine, istinaf başvurusunda bulunan ve istinaf aşamasında yapılan keşfe katılan Çankaya Belediye Başkanlığı vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. Bölümünün 17/b bendine göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak Çankaya Belediye Başkanlığı'na verilmesine, hükmedilen tazminata isabet eden 8.710,00 TL nispi harcın davacılar tarafından ödenen 3.665,20 TL'sinin mahsubu ile tamamlanması gereken nispi harç olan 5.054,80 TL'nin yarı yarıya davalı idarelerden alınarak hazineye irat kaydedilmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, uyuşmazlığa konu taşınmazla ilgili tapu kayıtlarında yapılan incelemede uhdesinde kalan 125 metrekare alana ilişkin "Çankaya Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazılarıyla 74780 no'lu plan gereğince kamulaştırmaya ayrıldığı" şerhinin işlendiğinin tespit edildiği, anılan şerhin Çankaya Belediye Başkanlığı tarafından konulduğu gözetildiğinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden davanın reddedilmesi ve husumetin yalnızca Çankaya Belediye Başkanlığına yönlendirilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    2- Çankaya Belediye Başkanlığı tarafından, Çankaya Belediye Başkanlığı'nın hasım mevkinden çıkarılması gerektiği, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan raporda belirlenen bedelin piyasa rayicinin çok üzerinde ve fahiş olduğu, istinaf aşamasında yapılan ıslahın usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet bulunmadığı, faiz başlangıç tarihlerinin usul ve yasaya aykırı olarak belirlendiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının esas yönünden onanması, davalı idareler aleyhine hükmedilen nispi karar harcı ile nispi vekalet ücretine ve davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısım yönünden ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında kamulaştırılacak şerhi konularak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 212.506,00 TL'nin (ıslah öncesi 50.000,00 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Esas Yönünden;
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının esasa ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmamaktadır.

    Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti Yönünden;
    İmar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle tasarrufu kısıtlanan ve uzun zaman imar uygulaması veya kamulaştırma yapılmamasından kaynaklı hukuki el atmanın tespiti ile el atılarak kısıtlanan ancak bu kısıtlılığı giderici herhangi bir imar uygulaması yapılmayan taşınmazın bedelinin tazminat olarak ödenmesi istemiyle açılan bu davalar gerçek/klasik anlamda, idari işlem ve eylemlerden dolayı muhtel olan hakların karşılanması amacıyla açılan tam yargı davalarından özellikle zararın tespiti ve ödenecek miktarın belirlenmesi yönlerinden ayrılmaktadır.

    Bu davalar; hukuka aykırı olarak el atmanın tespitine yönelik 3194 sayılı kanun kapsamında açılan, tespit edilen bedelin davacıya ödenmesi suretiyle davacının eşitsiz olarak katlanmak zorunda kaldığı kamu külfetinin idare tarafından tazmini yoluyla kamuya aktarıldığı kamu külfetleri karşısında denkleştirme sağlayan, bu sırada davacının ödenecek bedel karşılığında taşınmaz mülkiyetini idareye tapuda ferağ vererek devretmesini gerekli kılan, başka bir ifadeyle kısıtlanan mülkiyet ile bedelin yer değiştirmesini öngören bir davadır.
    Hukuki el atma nedeniyle açılan tazminat davaları; tazmine konu miktarın Kamulaştırma Kanunu esasları çerçevesinde kamulaştırmaya esas bedel olarak belirlenmesi, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla hukuki el atma nedeniyle mülkiyetteki kısıtlamayı sonlandırmayı hedeflemesiyle tam yargı davalarından farklılaştığından, tam yargı davalarında olduğu gibi nispi harç ve nispi vekalet ücreti uygulanması bu davaların kaynaklandığı niteliğe uygun düşmeycektir.
    Dosyanın incelenmesinden, taşınmazın tapu kaydında kamulaştırılacak şerhi konularak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 212.506,00 TL'nin (ıslah öncesi 50.000,00 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Çankaya Belediye Başkanlığına karşı açılan davada, Bölge İdare Mahkemesince tamamlanması gereken nispi harç olan 5.054,80 TL'nin yarı yarıya davalı idarelerden alınarak Hazineye irat kaydedilmesine ve davanın kabule ilişkin kısmı yönünden davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, bakılan davanın, imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle tasarrufu kısıtlanan ve uzun zaman kamulaştırma yapılmamak suretiyle hukuki olarak el atılan taşınmaza yönelik açılmış bir tazminat davası olduğundan yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde uyuşmazlıkta karar harcının ve taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, davalı idarelerden yalnızca istinaf başvurusunda bulunan ve istinaf aşamasında keşfe katılan Çankaya Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, ilk derece aşamasında davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın dava dilekçesine savunma dilekçesi verdiği ve istinaf aşamasında yapılan yargılamam ilk derecede yapılan yargılamanın devamı niteliğinde olduğu açıktır.
    Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının, İdare Mahkemesince verilen işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki karara karşı istinaf yoluna başvurmaması ve istinaf aşamasında keşfe katılmaması nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısımda da isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarelerin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının esasa ilişkin kısmının ONANMASINA, davalı idareler aleyhine hükmedilen nispi karar harcı ile nispi vekalet ücretine ve davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.






    KARŞI OY (X):

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
    İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur. Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
    Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez.
    El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.


    Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin imar kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
    3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece kamulaştırma kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
    Bu durumda taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, tazminat isteminin esası hakkında da inceleme yapılarak karar verilmesi nedeniyle temyize konu İdari Dava Dairesi kararının bahsedilen kısım yönünden bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi