23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/263 Karar No: 2015/1309 Karar Tarihi: 06.05.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/263 Esas 2015/1309 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2015/263 E. , 2015/1309 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yokluğunda verilen hükmün, sanığa dosya kapsamında yer alan adreslerine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ edilememesi nedeniyle mernis adresine çıkarılan tebligatın adresten taşınma nedeniyle muhtarlıktan alınan ikinci adrese sevk edildiği ve bu adreste de tebligat yapılamaması üzerine, muhtarlıktan alınan ikinci mernis adresinin bilinen en son adres olması nedeniyle, bu adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesindeki kapıya asma usulüyle tebligat yapılması gerekirken, bir önceki adrese tebliğ edildiği, böylelikle yapılan tebligatın yasaya uygun olmadığının anlaşılması karşısında; eski hale getirme isteminin kabulüne karar verilip, hükmü öğrenme üzerine temyiz eden sanığın temyiz isteminin yasal süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelenmesinde; Sanığın aynı mahallede oturan özürlü katılana gıda paketleme işi bulacağını vaad edip kandırmak suretiyle 1000 TL" sini aldıktan sonra ortadan kaybolması suretiyle katılana karşı dolandırıcılık eylemini işlediği iddia edilen olayda, katılanın sanığı teşhis etmesi ve katılanın sanığa ait olduğunu belirttiği telefonun getirtilen abonelik kayıtları incelenmesinde sanık tarafından kullanıldığının anlaşılması karşısında, sanığın nüfus cüzdanının kaybolduğu ve başkaları tarafından kullanılabileceği şeklindeki savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik soyut beyanlar olduğu anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak ; TCK"nın 53. maddesi uygulanırken, sanığın kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasına karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.