Esas No: 2021/2563
Karar No: 2022/4644
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/2563 Esas 2022/4644 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/2563 E. , 2022/4644 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş, davacı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 15/03/2022 günü temyiz eden davalı idare vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden davacı vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nce kısmen kabulü ile vekalet ücretine ilişkin bent düzeltilerek HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulanan kanıt ve belgelerden; Antalya İli, Çamköy Köy'ünde bulunan kayden 1.838.000 m² yüzölçümlü taşınmazla ilgili olarak, 1926 yılında Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan ortaklığın giderilmesi davası sonunda, mahkemece 11.01.1940 tarih ve 15/1 sayılı taksim ve satış kararı ile taşınmazın satışı yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verildiği, ancak kararda, tapu kapsamı belirlenirken kayıt miktarının değil, hudutların esas alınması sonucu 22.201.202 m2'lik kısmın satışına karar verildiği, ilama dayalı olarak yapılan açık arttırmada, taşınmazın ... ve .... adına tescil edilmesinden sonra, 13.04.1944 tarih ve 118 sıra nosu ile oluşan tapu kaydının zaman içerisinde ifrazlara tabi tutulduğu, maliklerin talebi, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’nün 19.07.1968 tarih ve 5572 sayılı oluru ile 1/5000 ölçekli ...İmar Planına bağlı olarak yapılan ifrazlar sonucu taşınmazın 113 parçaya bölündüğü, 30.07.1968 tarih 8 ila 120 sıra, 3444 yevmiye numaralı işlem ile 113 adet müstakil tapu oluştuğu, davacı ... ve bir kısım davacılar murisi ...’nın bu ifraz sonucu oluşan tapulardan dava dışı 3. kişiye ait iken satın almak suretiyle edindikleri; ancak taşınmazın bulunduğu yerde 1980 yılında yapılan tapulama çalışmalarında, davacı ... ve bir kısım davacılar murisi....’ya ait tapuların, hiçbir parsele revizyon görmeyerek, kayıt kapsamındaki 5687.46 m²’lik alanın 229 parsel olarak, makilik vasfı ile Hazine adına 9.298.589 m² yüzölçümü ile tespit gördüğü ve bu taşınmazla ilgili olarak davacı ... ve bir kısım davacılar murisi Sayime Kaya’nın da davacı olarak yer aldığı, Antalya Kadastro Mahkemesi'nde 06.12.1982 tarihinde açılıp, 2004/1 esas sayılı dosya üzerinden karara bağlanan davada, söz konusu taşınmazın tapu kaydının dayanağını oluşturan izale-i şuyu davasında yüzölçümünün 1.838.000 m²'den 22.201.202 m²'ye çıkarılarak tescilin dayanağının yolsuz olması ve taşınmazların bulunduğu sahanın 1946 yılında 3116 sayılı yasa kapsamında yapılan orman tahdidi ile orman sınırları içerisine alındığı, 1952 yılında makiye tefrik edildiği ve 1976 yılında da orman sayılmayan makilik olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, dava konusu taşınmazın içerisinde bulunduğu alan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmakla beraber, öncesinin Devlet ormanı olması nedeniyle, tespite itiraz davasının reddi ile yüzölçümü düzeltilerek taşınmazın fazlasının Hazine adına tesciline karar verildiği ve söz konusu kararın 01.07.2008 tarihinde kesinleşmesinden sonra 12.05.2014 tarihinde TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
TMK'nın 1007. maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumlu ise de; somut olayda 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi koşulları oluşmadığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeninde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.