11. Hukuk Dairesi 2016/5755 E. , 2018/174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/12/2015 tarih ve 2014/37-2015/1301 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin 2003 yılında vefat etmiş ..."ya veraseten ...Pazarlama Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş."nin toplam %40 oranında hissedarları olduğunu, murisin vefatı ile şirketin tüm idaresinin davalılara geçtiğini, yüksek ciro ve karlılığa rağmen müvekkillerinin bundan yararlandırılmadığını, şirket gelirlerinin davalılarca kullanıldığını, şirket ortaklarına yüksek miktarda faizsiz borç verilirken yüksek faiz ile şirkete kredi çekildiğini, müvekkillerinden alınan vekaletin kötüye kullanıldığını, müvekkillerinden habersiz yapılan genel kurulda davalı ..."nın kendisini ibra ettirdiğini, birikmiş kârların da sermayeye ilavesi kararı alındığını, şirketin ortaklara olan borcunun büyük kısmının tahsil edildiği görülmesine rağmen bu paranın nerede kullanıldığının bilinmediğini ileri sürerek 2003-2011 yılları arasında şirkete ait defter, kayıt ve belgelerin bilirkişilerce incelenmesine, şirketin davalı tarafından kasıtlı ve kötü niyetli olarak idaresi nedeniyle uğranılan zarar ve ziyanın, varsa zimmete geçirilen miktarın tespiti ile davalılarca şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların şirket yönetiminde hiçbir ayrım yapmadığını, davacıların murisinin vefatından sonra hiçbir kâr payı almayarak şirketi üç katı büyüttüklerini, müvekkillerinin görevlerini icrasında en ufak bir hatasının bulunmadığını, davacıların genel kurul toplantılarına katılmayıp yasal haklarını kullanmadıklarını, müvekkili ... ..."nın davalılar için 618.500,00 TL varan ödemeler yaptığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, 2012-2013 yılları arasında şirketin ortaklardan olan alacaklarının tespit edilemediği, hangi ortağın ne kadar borçlu olduğunun detay kayıtlarda gösterilmediğini, şirketlerin belgeleyemedikleri giderler nedeniyle kasa hesaplarında fiktif tutarlar oluşabileceği, ortaklardan alacaklar hesabı bakiyesinin salt şirket ticari defter kayıtlarına dayalı olarak ortakların şirketten çektiği değerler olarak nitelendirilmesinin yanlış olabileceği, şirket kayıtları ile birlikte şirkete ve şirket ortaklarına ait banka kayıtlarının detaylı incelenerek fiili durumunun tespit edilmesinin ise dosya kapsamına göre mümkün görülmediği, şirketin 21.05.2012 tarihli genel kurul kararının ve özellikle ibra ile şirket sermayesinin 800.000,00 TL’ye arttırılması ile ilgili hükümlerin iptali istenmiş ise de genel kurulun işlemlerinin hukuken usul ve yasaya uygun olduğu, mali yönden de bir aykırılık tespit edilemediği, şirket kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacıların tazminat istemlerinin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır. Mahkemece, 09.08.2015 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda şirketlerin belgeleyemedikleri giderler nedeniyle kasa hesaplarında fiktif tutarlar oluştuğu, ortaklardan alacaklar hesabı bakiyesinin sadece şirket ticari defter kayıtlarına dayalı olarak ortakların şirketten çektiği değerler olarak nitelendirilemeyeceği, bunun netleştirilebilmesi için şirket kayıtları ile birlikte, şirkete ve şirket ortaklarına ait banka kayıtları ve 131 hesapta yer alan tüm kayıtlara ait tevsik edici nitelikteki belgelerin de özel denetime tabi tutulmak suretiyle incelenmesi ve para hareketlerinin takip edilerek fiili durumun tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen bu hususların tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, bir araştırma yapılmadan, raporda belirtilen eksik hususlara rağmen karar verilmiştir. Ayrıca işbu dava genel kurul kararının iptaline yönelik olmadığı halde, davacılar vekilinin açtığı bir başka dava olan genel kurul kararının iptali istemli dava hakkında değerlendirme yapan bilirkişi raporuna dayalı olarak, karar gerekçesinde de işbu dava ile bağlantısına değinilmeksizin genel kurul kararının iptaline ilişkin değerlendirme yapılması da doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporunda eksik olduğu belirtilen kayıtlar getirtilerek iddialar ve önceki rapora itirazlar doğrultusunda ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.