12. Hukuk Dairesi 2014/13091 E. , 2014/15948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2014
NUMARASI : 2012/919-2014/23
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde, keşideci şirket vekili, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte takip dayanağı bonodaki imzanın şirket yetkilisine ait olmayıp İ. G. isimli şahsa zorla imzalattırıldığını ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ancak Menderes 1.Noterliği"nce düzenlenen ve borçlu şirket yetkilisince İ. G.r"in vekil tayin edildiği, vekalette vekilin borçlandırma yetkisinin olmadığı belirtilmişse de anılan vekaletnameye istinaden söz konusu kişinin bonoyu imzaladığı, dolayısıyla İdris"in yetkisinin olmadığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğundan bahisle borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
Türk Borçlar Kanunu"nun 504.maddesi gereğince vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için özel yetkiyi haiz olması gerektiği gibi, ticari vekilin böyle bir taahhüt altına girmesi de aynı Kanun"un 551. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır.
Somut olayda takip dayanağı bonodaki imzanın şirket yetkilisi Hülya Güner"e ait olmayıp İdris Güner"e ait olduğu tarafların kabulündedir. Menderes 1. Noterliği"nin 08.08.2011 tarih ve 6898 yevmiye no"lu vekaletnamesi ile şirket yetkilisince İdris Güner"e, üçüncü kişilerle şirket ve iştigal konuları ile ilgili her türlü sözleşme yapma yetkisi verilmiş ise de, kambiyo taahhüdüne ilişkin açıkça bir yetkinin olmadığı görülmektedir.
Öte yandan takibe konu senedi imzalayan İdris Güner, verilen vekalete göre T.B.K"nun 548 ve devamı maddelerinde öngörülen ticari temsilci de değildir. Her ne kadar ticari temsilcinin (yani ticari mümessil) kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkisi varsa da, limited şirketlerde ticari temsilciyi atama yetkisi genel kurula ait olup somut olayda böyle bir durum da söz konusu değildir.
Diğer taraftan, icra mahkemeleri İİK."nun 18. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK"nun 316-322. maddeleri arasında düzenlenen basit yargılama usulüne göre yargılama yapar. İcra mahkemelerinin kuruluş amacı, icra organlarınca yürütülen cebri icra yetkisinin, hukuka ve kanuna uygunluğunu, icra ve iflas hukuku çerçevesinde denetlemektir. İcra dairelerinin işlemleriyle ilgili olarak yapılan şikâyet ve itirazlara ilişkin uyuşmazlıkları sınırlı ve biçimsel olarak incelemek ve en seri şekilde karara bağlamak icra mahkemelerinin
görevidir. Bu nedenle icra mahkemelerinin yargılama yetkileri, genel mahkemelere göre sınırlıdır. Ekseriyetle sadece yazılı belge üzerinden inceleme yaparak uyuşmazlığı çözüme kavuşturmak zorundadırlar. Yetkisi sınırlı icra mahkemesi, sadece itiraz konusu kambiyo senedi ile ilgili imza incelemesi yaptırıp sonucuna göre bir karar vermekle yükümlüdür.
Bu durumda kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi olmayan vekilin imzaladığı bonodan dolayı borçlu şirket sorumlu tutulamayacağından mahkemece borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.