7. Ceza Dairesi 2021/11723 E. , 2021/15528 K.
"İçtihat Metni"
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."ün, anılan Kanun"un 3/10, 4/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun, 62 ve 52. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 100,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Reyhanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2015 tarihli ve 2013/751 esas, 2015/1045 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 05/05/2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 10/06/2020 tarihli ve KYB. 2020-46257 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2013 tarihli ve 2013/445 esas, 2013/806 sayılı kararının, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/06/2019 tarihli ve 2019/1787 esas, 2019/9672 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, somut olayımızda oluşan hukuka aykırılığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi kapsamında anılan Dairenin onama kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz yoluna başvurularak düzeltilebileceği düşünülerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, incelemeye konu Reyhanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/10/2015 tarihli ve 2013/751 esas, 2015/1045 sayılı dosyasındaki suç tarihinin 12/06/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 10/09/2013 olduğu, Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2013 tarihli ve 2013/445 esas, 2013/806 sayılı dosyasındaki suç tarihinin 03/05/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 15/07/2013 olduğu, her iki suçun da 15/07/2013 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 16/06/2016 tarihli ve 2014/29378 esas, 2016/8441 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, her bir eylem için ayrı ayrı ceza verilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesinin temyizde düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen 2013/455 Esas-2013/806 Karar sayılı dosyasında sanığın yolcu olarak bulunduğu otobüste 99 karton kaçak sigara ile yakalanması şeklinde gerçekleşen eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesini ihlal ettiği, ihbara konu Reyhanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin temyizde düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen 2013/751 Esas-2015/1045 Karar sayılı dosyasında ise sanığın toplu kaçakçılık kapsamında Suriye sınırından askeri yasak bölgeden yurda kaçak olarak soktuğu akaryakıt nedeniyle suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10., 4/2. maddeleri kapsamında cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, Dairemizce de kabul gören 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği üzere suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2013/465 Esas-2014/276 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere "aynı suç işleme kararı" kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlal etme
hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine, kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiş olup her iki dosyadaki suçların işleniş biçimleri, suça konu kaçak eşyaların nitelikleri ve temas ettikleri yasa maddeleri incelendiğinde sanığın aynı suç işleme kararıyla değil, çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle atılı suçları işlediği ve hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanık lehine kanun yararına bozma talep edilmiş ise de; sanık lehine CMK"nun 309/4. maddesinde düzenlenen bozma nedenlerine aykırılık bulunmaması nedeniyle, Reyhanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2015 tarihli ve 2013/751 esas, 2015/1045 sayılı kararını kapsayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden CMUK"nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 24/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.