7. Hukuk Dairesi 2015/10777 E. , 2015/9685 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının 19/01/2006-04/12/2013 tarihleri arasında çalıştığını, davalının fesih bildirim yazısında müvekkilinin tutuklandığı belirtilerek iş sözleşmesini feshettiğini, suçun işyeri dışında işlendiğini, 01/01/2013 - 31/12/2014 tarihleri arasında geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi’nin 24.Maddesi nin (b) bendine göre 13 ay süre ile ücretsiz izinli sayılması gerekirken sözleşmesinin 4.günde feshedildiğini feshin haksız olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, sözleşme haklı feshedildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin, işveren tarafından zorlayıcı nedenlerle feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (IV) numaralı bendinde, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine devamsızlığın aynı Yasanın 17 nci maddesinde sözü edilen bildirim süresini aşması durumunda, işverenin derhal fesih hakkının olduğu hükme bağlanmıştır. Gözaltı veya tutukluluk süresi bildirim önellerini aşmadıkça, iş sözleşmesi işverence derhal feshedilemez.
Bildirim önellerinin sözleşme hükmü ile arttırılmış olması halinde, değinilen maddenin uygulaması yönünden arttırılmış sürelerin dikkate alınması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin derhal fesih hakkı ancak, tutukluluk süresinin arttırılmış ihbar önellerini aşması halinde ortaya çıkar.
4857 sayılı Yasanın 40 ıncı maddesinde, işçinin 25/IV maddesi kapsamında çalışamadığı süre için ücret ödenmesine dair bir kurala yer verilmemiştir. Bu itibarla işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması sebebiyle çalışamadığı süre için ücret talep hakkı yoktur. Ancak, işçinin gözaltında kaldığı veya tutuklu olduğu sürenin ihbar önelini aşması halinde, sözleşmeyi Yasanın değinilen 25/IV maddesi uyarınca fesheden işverenin, bildirim şartına uyma ve ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamakla birlikte, kıdem tazminatı ödemesi gerekir.
Somut olayda davacının ve arkadaşlarının iş sözleşmesi işyeri dışında soygun eyleminin faili olmaları ve medyaya soyguncuların İzelman çalışanı çıktıkları şeklinde yapılan haberler neticesinde olaydan 4 gün sonra feshedilmiştir. Yapılan fesih işlemi 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (IV) numaralı bendinde, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine devamsızlığın aynı Yasanın 17 nci maddesinde sözü edilen bildirim süresini aşmadığından ve ayrıca davalı işyerinde uygulanan, 01/01/2013 - 31/12/2014 tarihleri arasında geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi’nin 24.Maddesi’nin b bendinde, “İşçinin herhangi bir suçtan dolayı gözetim altına alınması, tutuklanması, ve hüküm giymesi halinde 13 ay süre ile ücretsiz izinli sayılır. Bu süre içerisinde tahliye edildiğinde, 7 iş günü içerisinde müracaatı halinde işe başlatılır. Herhangi bir parasal menfaat sağlanmaz. Ancak hüküm giymenin yüz kızartıcı bir suçtan olması durumunda iş akdi yasal hükümler çerçevesinde feshedilir. Hiçbir şekilde iş başı yaptırılamaz.” hükmüne aykırı olduğu açıktır. Mahkemece davacı sözleşmesinin maddi ve manevi zarara uğratıldığı ve yüz kızartıcı suç işlediğinden TİS 3-c ve 11.maddeleri uyarınca haklı feshedildiği kabul edilmiş ise de, işlenen suçun işyeri dışında olması ve zorlayıcı halin varlığı gözetildiğinde 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (IV) numaralı bendi gereği işlem yapılması gerekir. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22/05/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.