Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/9148
Karar No: 2018/1572
Karar Tarihi: 21.02.2018

Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9148 Esas 2018/1572 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, 2006-2009 yılları arasında sahte fatura düzenlemek suçlamasıyla yargılanmış ancak suçlamaları kabul etmemiştir. Mahkeme, sahte fatura suçunun fatura olduğunu ve faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiğini belirtmiş ve gerekli delil toplanmadan eksik inceleme sonucu mahkumiyet hükmü verilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. Sanık, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri için koşullu salıverilme hakkı elde etmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi
- 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b-1 madde ve fıkrasında yapılan değişiklik
11. Ceza Dairesi         2017/9148 E.  ,  2018/1572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanık hakkında 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlenmek suçlarından açılan kamu davasında, sanığın savunmasında suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi ve sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; her takvim yılına ait fatura asıl ya da örneklerinden de kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve 2008 yılında düzenlenen son tarihli sahte fatura tespit edilip, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b-1 madde ve fıkrasında yapılan değişiklikten önce olup olmadığının belirlenmesi, suça konu faturaları kullandığı belirlenen şirket ya da şahıslar hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması ile düzenlendiğinin tespiti halinde haklarında dava açılmış ise bu dava dosyalarının getirtilip incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, şirketin eski yetkilisi olarak görünen ve olayla bağlantısı olabileceği değerlendirilerek hakkında ayırma kararı verilen Adil Bilici hakkında mütalaa verilip verilmediği ve dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde getirtilip incelenmesi ve bu dosyayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması, hisse devir sözleşmesi ile faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi