4. Hukuk Dairesi 2015/12194 E. , 2017/5090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/11/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının 12/11/2014 tarihinde çeşitli basın kuruluşlarına açıklamalarda bulunduğunu ve açıklamalarına ilişkin haberleri ... ve ... hesaplarından paylaştığını, yaptığı açıklamalarda; ... Büyükşehir Belediyesinin otoparkları kendi şirketi ..."ya otomobil başına günlük 55 kuruştan kiralandı, ... da buraları üçüncü şahıslara 65 kuruşa kiraladı, ... halkı soyuluyor, otopark gelirleri belediyenin kasasına akması gerekirken başkalarının cebine giriyor,..."da otopark mafyasının başı ..."tir, yasalara aykırı şekilde otoparklar 25 yıllığına komik bir fiyata kiralanmış, böylece ihale ile rekabet koşulları oluşturulmadığından 25 yıl boyunca neredeyse bedavaya kiralanan otoparklar yoluyla belediyenin kaynakları birilerinin cebine akıtılıyor, ... halkı diğer yolsuzlukların yanısıra otopark yoluyla da soyuluyor, komik fiyatlarla kiralanan otoparklar fahiş fiyatlara ... halkına satılıyor, belediyenin 55 - 65 kuruşa kiraladığı yeri otopark mafyasının başı ... halka on kat pahalıya veriyor, belediyenin ... şirketi ... Büyükşehir Belediyesinin organize yolsuzluklarının gerçekleştirildiği bir truva atıdır, belediyenin 25 yıllık zararının 1 milyar 924 bin 107 TL olduğu ortaya çıkıyor, bu da eski TL ile yaklaşık 2 katrilyon zarar demek,... halkına sadece otoparklardan bu kadar büyüklükte zarar ettirenler elbet bir gün yaptıklarının hesabını verecekler" şeklinde ifadeler kullandığını ileri sürerek, uğradığı manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, davaya konu açıklamalarının ciddi iddia ve bulgulara dayandığını, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığını, milletvekilliği görevi gereği denetim fonksiyonunu icra etmesinde kamu yararı bulunduğunu, davaya konu açıklamaların siyasi eleştiri sınırları içerisinde kaldığını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu yazıda; "... ..."da otopark mafyasının başı ..."tir, ... " şeklindeki ifadenin eleştiri sınırlarını aşar ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı ... Büyükşehir Belediye Başkanı olup, siyasetçi sıfatını taşımaktadır. Gerek Dairemizin gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin istikrar kazanmış uygulamalarında siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği vurgulanmış ve bu durum demokratik toplum hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir. (Örn: A.İ.H.M: 2. daire Tuşalp-Türkiye davası) A.İ.H.M"nin anılan davada belirttiği gibi A.İ.H.S"nin 10. maddesinin sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen "bilgi" ve "fikirler"e değil; aynı zamanda, rahatsız eden, şaşırtan ve gücendirenlere de uygulanabileceği belirtilmiş ve bu ifadeler var olmadan "demokratik bir toplum"un sözkonusu olmayacağı ve bunların çoğulculuk, hoşgörü ve geniş fikirliliğin talepleri olduğu vurgulanmıştır.Somut olayda, milletvekili davalının davaya konu edilen basın açıklamasında, Büyükşehir Belediye Başkanı olan davacının, otopark politikası ve uygulamaları sert bir dille ağır eleştiri getirilerek kamu oyuna bildirmiştir. Davacı ve davalının her ikisinin de siyasi kişiliklerinin olduğu, açıklamaların toplumu ilgilendiren konulara ilişkin bulunması nedeni ile kamusal ilginin de bulunduğu, davacının hakkında yapılan bu sert eleştirilere katlanması gerektiği, davalının, kamuoyunu bilgilendirme ve ötesinde kamuoyu oluşturma hakkı çerçevesinde; davacı hakkında karşı görüş, düşünce ve eleştiride bulunabilmesinin olağan kabul edilmesi gerektiği ve dava konusu edilen ifadelerin kişilik haklarına saldırı boyutuna ulaşmadığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ve bunun uygulamasına yönelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları gözetilerek, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı sonucuna varılıp istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.