Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/13049 Esas 2017/5010 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13049
Karar No: 2017/5010

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/13049 Esas 2017/5010 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/13049 E.  ,  2017/5010 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı, dava dilekçesinde, eşinden ayrı annesiyle birlikte yaşadığını, ortak çocuklar ... ve ..."ın geçici velayetlerini talep etmiş vc kendisi ile çocuklar yararına bağımsız tedbir nafakası talebinde bulunmuştur (TMK m. 196-197). Davalıya dava dilekçesi, “gösterilen adresin" mernis adresi olduğu tebliğ zarfı üzerinde belirtilmek suretiyle. Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre "işe gittiğinden" bahisle mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Bu şekilde yapılan tebligat usulsüzdür. Sonradan yapılan ön İnceleme duruşması tebliği de aynı usulle yapılmış tahkikat duruşması davalıya tebliğ edilmemiştir. Dava, davalının yokluğunda görülmüş ve karara bağlanmıştır.
    Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Teb. K. m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebligat kanunu 21/2 gereğince tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar (Teb. K. m. 10/2). Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında mernis adresi olduğu belirtilmeksizin davalının adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanununun 10/2. maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeksizin hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkını (HMK m. 27) zedeleyen önemli bir usul hatası olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2017 (Salı)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.