14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/6108 Karar No: 2018/2392 Karar Tarihi: 27.03.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/6108 Esas 2018/2392 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından temyiz edilen ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili mahkeme kararı incelendi. Tebligat Kanunu'nun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildiği ve gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtildi. Muhtemel adreslere yapılacak ilk tebligatın, bilinen ya da gösterilen adrese yapılacağı, bila tebliğ iade edilmesi halinde ise muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine tebligat çıkarılacağı ifade edildi. Dosyada, davalıya doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği tebligatın yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahalline iade kararı verildi. Kararın yerine getirilmemesinin cezai sorumluluk gerektirdiği belirtildi ve dosyanın mahalline iadesine karar verildi. Kararda geçen kanun maddeleri ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'tir.
14. Hukuk Dairesi 2017/6108 E. , 2018/2392 K.
"İçtihat Metni"
.... Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanununun; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır. Somut olaya gelince; davalı ..."ya gerekçeli kararın Tebligat Kanununun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle bilinen son adresine tebliğat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2"ne göre tebliğ edildiği ve usulsüz olduğu anlaşıldığından, Dairemizce mahalline iadesine karar verilmiş, mahalline iade kararı sonucu anılan davalıya yeniden yapılan tebligatın yine aynı şekilde doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve usulsüz olduğu anlaşılmakla, mahalline iade kararının yerine getirilmemesinin cezai sorumluluğu gerektirdiği gözetilerek mahkemece adı geçen davalıya gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğinin sağlanması ve temyiz süresinin beklenilmesinden sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 27.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.