Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/5981 Esas 2019/1257 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/5981
Karar No: 2019/1257
Karar Tarihi: 04.02.2019

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/5981 Esas 2019/1257 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Sanık temyiz etti ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun uzlaştırma ile ilgili kararını referans alarak uzlaşma girişiminde bulunulmadığına karar verdi. Hapis cezası adli para cezasına çevrildi ancak TCK'nın ilgili maddelerine aykırı hareket edildiği tespit edildi. Sanığın ekonomik ve şahsi durumuna göre belirli bir para cezası verildi ve sürücü belgesi 6 ay süreyle geri alındı. Kanun maddeleri:
- TCK 89/1, 89/2-b, 62, 50/4, 50/1-a, 52, 53/6
- CMUK 321, 322
- TCK 50/2, 50/4-1a, 52/3
12. Ceza Dairesi         2017/5981 E.  ,  2019/1257 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b, 62, 50/4, 50/1-a, 52, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2018/4-394 E. 2018/478 K. sayılı 25.10.2018 tarihli kararında “soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği” şeklindeki görüşü karşısında; sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında sanık ile ve katılan arasında uzlaşma sağlanamadığı, kovuşturma aşmasında katılanın ve sanığın uzlaşma konusunda bir çabaları ve dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı, uzlaşmanın yargılamaya bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağından mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamede bu konuda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir ve TCK"nın 50/2. maddesinin ""suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez"" şeklindeki hükmüne ve 5237 sayılı TCK"nın 89/1. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezası tercih edilmesine rağmen sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik inceleme ile karar verildiğine, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine dayanak teşkil eden uygulama maddesinin TCK"nın 50/1-a maddesi olarak gösterilmesi gerekirken TCK"nın 50/4- 1-a maddesi şeklinde gösterilmesi ve adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi sureti ile TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
    2-5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlendiği; sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, yargılamaya konu kazayı idaresindeki kamyonet ile yaptığı gözetilmeden, ilgili madde hükmünün amacına aykırı şekilde sanığa ait "B, A2" sınıfı sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 6. fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine “sanığın kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, sanığa verilen hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK"nın 52/3. maddesi gereğince 225 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 4500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin ve hükmün 8. fıkrasındaki “sürücü belgesinin TCK 53/6 maddesi gereğince takdiren 6 ay süreyle geri alınmasına ” çıkarılarak yerine "B sınıfı sürücü belgesinin TCK"nın 53/6. maddesi gereğince takdiren 6 ay süreyle geri alınmasına" eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.