Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/372 Esas 2020/486 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/372
Karar No: 2020/486
Karar Tarihi: 29.01.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/372 Esas 2020/486 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı şirketler ile müvekkili arasında hizmet alım sözleşmesi bulunuyordu. İşçi alacakları davası sonucunda müvekkil tarafından dava dışı işçiye ödeme yapıldı ve davacı, davalıdan bu ödenen bedelin tahsili için dava açtı. Mahkeme, hizmet alım sözleşmelerinde rücuya ilişkin hükümlere rastlanılmadığı için davalının sorumluluğunu yarı yarıya paylaştırdı. Ancak temyiz sonucu, işçi alacaklarının tamamının davalılardan talep edilebileceği belirtildi. Bu sözleşme türünde, işçilik alacakları yüklenici işçisi tarafından yerine getirildiği için işverenin bu konuda bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin işçiye karşı müteselsilen sorumlu olması, rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması gereklidir. İşçilik alacaklarından işveren sorumlu olacağına dair sözleşmede hüküm yoksa, bedelin tamamı davalılardan talep edilebilir. Kanun maddeleri: İş Kanunu.
23. Hukuk Dairesi         2019/372 E.  ,  2020/486 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; hizmet alım sözleşmelerinde rücuya ilişkin hükümlere rastlanılmadığı bu nedenle davacının davalı ile sorumluluğu yarı yarıya paylaşması gerektiği, davalının dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönem ile sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vckili temyiz etmiştir.
    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
    İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
    Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
    İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
    Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
    İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
    İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
    Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile ödenen bedelin davalının dava dışı işçiyi çalıştırdığı döneme ilişkin kısımın yarısından sorumlu tutulması hatalı görülmüş , bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.