Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/6900
Karar No: 2022/2323
Karar Tarihi: 25.04.2022

Danıştay 10. Daire 2021/6900 Esas 2022/2323 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/6900 E.  ,  2022/2323 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/6900
    Karar No : 2022/2323


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Şirketi Adına …'a Vekaleten …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN_KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Elazığ ili, Merkez ilçesi, …Mahallesinde bulunan …ada, …parsel sayılı taşınmaz ile …ada, …parsel sayılı taşınmazın ve bu taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun sahibi olan davacı tarafından, Elazığ-Diyarbakır karayolu üzerinde inşa edilen köprülü kavşak nedeniyle taşınmazların değer kaybettiğinden bahisle uğranılan zarar karşılığı 255.000,00 TL (miktar artırımıyla 1.094.377,47 TL) ve petrol istasyonunun çalışamamasından dolayı uğranıldığı ileri sürülen 45.000,00 TL gelir kaybı (miktar artırımıyla 1.139.377,47 TL) tutarındaki maddi zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi'nin …tarih ve E:…, K:…kararıyla; davalı idarece yapılan alt ve üst geçitli kavşak çalışması sonucu taşınmazlarda meydana gelen değer kaybından dolayı uğranıldığı ileri sürülen 255.000,00 TL tutarındaki tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; dava konusu olayda, söz konusu köprülü kavşak yapımı nedeniyle "taşınmazlarda meydana gelen değer kaybının tespiti'' amacıyla …Asliye Hukuk Mahkemesinin …D.İş sayılı dosyasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, değer kaybının …parsel no'lu taşınmaz için %20, …parsel no'lu taşınmaz için %10 olarak belirlendiği ve sonuç olarak taşınmazlardaki toplam değer kaybının 456.262,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, Mahkemelerince 23/09/2014 tarihinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, davacıya ait her iki parselde de %20 oranında değer kaybı meydana geldiği ve sonuç olarak taşınmazların toplam değer kaybının 546.939,61 TL tutarında olduğunun belirtildiği, söz konusu bilirkişi raporundaki taşınmazların değer kaybı oranı olan %20 rakamına nasıl ulaşıldığının ve taşınmazın m² birim fiyatının tespitinde kullanılan verilerin somut olarak ortaya konulması amacıyla bilirkişilerden bu yönde ek rapor istenilmesi üzerine düzenlenen bilirkişi ek raporunda ise, söz konusu sonuca ''yöresel fiyat analizi yöntemi'' ile ulaşıldığının belirtildiği, bunun üzerine Mahkemelerince 09/02/2017 tarihinde taşınmazın değer kaybının tespitinde kullanılan "yöresel fiyat analizi yöntemine" dair hesaplamanın hangi veriler esas alınarak ve nasıl yapıldığına ilişkin hususun açıklığa kavuşturulması için bilirkişilerden ek rapor istenildiği, ancak bu kez bilirkişi heyetinin tamamına ulaşılamamasından kaynaklı olarak 23/03/2017 tarihinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde alınan karar uyarınca mahallinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen 04/08/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; "davalı idarece yapılan çalışma öncesi ve sonrası arasında, davacı şirkete ait …ada …nolu taşınmazın cephe aldığı yolun kotunda, genişliğinde ve konumunda bir değişikliğin olmadığı, dolayısıyla bu taşınmazda bir değer kaybından söz edilemeyeceği, yine davacı şirkete ait …ada …nolu parselin ise çalışma yapılan yola cepheli olmadığı, …ada …nolu parselin batısında kaldığı ve her iki taşınmaz ile arasının imar yoluyla ayrıldığı, üzerinde yapılan herhangi bir tesisisin olmadığı, böylece bu taşınmaz için de bir değer kaybından bahsedilemeyeceği'' yönünde görüş bildirildiği, buna göre, idarece yapılan alt geçit -köprülü kavşak çalışması nedeniyle davacıya ait parsellerin cephe aldığı yol ile aralarında kot farkı oluşmadığı gibi arsa değer kaybına neden olabilecek başkaca bir olumsuz durumun da bulunmadığı, davacı tarafa ait parsellerin yapılan çalışma öncesindeki ve sonrasındaki imar durumlarında bir değişiklik olmadığı, mevcut durumlarını muhafaza ettikleri, dolayısıyla yapılan yol çalışmasından kaynaklanan ve kusurlu veya kusursuz sorumluluk ilkeleri uyarınca davalı idarece tazmini gereken bir zararın bulunmadığı; alt geçit çalışması sonucu kar kaybından dolayı 45.000 TL tutarındaki maddi tazminat talebi yönünden ise, davacı tarafından 22/09/2011 tarihinde …Asliye Hukuk Mahkemesi'nin …D.İş sayılı dosyası kapsamında davalı idarece yapılan alt geçit çalışması sonucu 28/05/2011 tarihinde yolun kapatılması üzerine aylık 100.000,00 TL civarında kazanç kaybı meydana geldiği iddiasıyla yolun kapatıldığının ve aylık kazanç kaybının belirlenmesi istemiyle tespit isteminde bulunulduğu, söz konusu delil tespiti isteminden sonra 24/10/2011 tarihli dava dilekçesi ile …Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada aynı olaya ilişkin olarak meydana gelen kazanç kaybının tazmininin istenildiği, …Asliye Hukuk Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verildiği, verilen bu kararın 07/05/2013 tarihinde kesinleştiği, bakılmakta olan iş bu davanın 29/08/2013 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davacı tarafından görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren öğrenildiği ileri sürülen kazanç kaybının tazmini istemiyle 30 gün içinde idari yargıda dava açılmadığı gibi eylemin idariliğinin öğrenilmesinin, …Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:…sayılı esasına kayıtlı davanın açıldığı tarih olan 24/10/2011 tarihi olduğu kabul edildiğinde, davanın bu kısmının hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık dava açma süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: Dairelerinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının Danıştay Onuncu Dairesi'nin 26/02/2020 tarih ve E:2019/10498, K:2020/932 sayılı kararı ile kısmen onanması, kısmen bozulması üzerine Bölge İdare Mahkemesince bozma kararına uyulmak suretiyle dava konusu taşınmazlarda meydana gelen değer kaybına hasren yapılan inceleme sonucu, bozma öncesinde Dairelerinin 17/04/2018 tarihli ara kararı üzerine yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan 27/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Elazığ ili, Merkez ilçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı taşınmazın yola cepheli olmaması nedeniyle değer kaybına uğramadığının, ancak istasyonun üzerinde bulunduğu yola cepheli …ada, …parsel sayılı taşınmazın inşa edilen köprülü (alt geçitli) kavşak yapımı nedeniyle araçların transit geçiş olarak alt geçidi kullanmaya başlaması sebebiyle ana müşteri hedef kitlesi olan trafik yoğunluğunun, araç akış sayısı gibi avantajlardan mahrum kalacağı, bu sebeple taşınmazın değerinde %20 oranında kayıp yaşanacağı, uyuşmazlık konusu taşınmaza emsal olabilecek taşınmazlara ait satış işlemlerinin ilgili idarelerden temin edilmesi sonrası yapılan inceleme sonucu 5.343,64 m² alana sahip uyuşmazlık konusu taşınmazın dava tarihi (29.08.2013 tarihi) itibarıyla metrekare değerinin 1.024,00 TL ve toplam değerinin 5.471.887,36 TL olduğu, taşınmazda oluşan değer kaybının ise 1.094.377,47 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, yukarıda anılan bozma kararı gerekçesi doğrultusunda Dairelerinin 09/09/2020 tarihli ara kararı ile yoldan transit geçen araçların istedikleri takdirde yan yoldan istasyona ulaşma imkanına sahip oldukları hususunun dikkate alınması, ayrıca tespit edilen değer azalışının hangi kriterlere göre hesaplandığının açıklığa kavuşturulması için bilirkişi heyetinden ek rapor istenildiği, dosyaya sunulan 07/12/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değer kaybının % 20 olarak belirtilmesine rağmen değer azalışın hangi kriterlere göre hesaplandığına yönelik somut tespitlere yer verilmemesi nedeniyle söz konusu ek raporun hükme esas alınabilecek nitelikte görülmemesi üzerine, 30/03/2021 tarihli ara kararı ile taşınmazların mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, 31/05/2021 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen 20/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; "... emsal taşınmazların incelenmesi ve yapılan değerlendirme sonucu dava konusu taşınmazın kavşak yapılmadan önceki konumu da dikkate alındığında dava tarihi olan Ağustos 2013 tarihi itibari ile olabilir değerinin 400,00 TL/m² olacağı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılan kavşak inşaatına 07/03/2011 tarihinde başlanıldığı, taşınmazın mevcutta yerinde yapılan incelemede; Diyarbakır yoluna gidecek araçların alt geçide girdiği ve dava konusu parselin Diyarbakır yolunun üstünde kaldığı, alt geçide girecek araçların son giriş noktasına ayrılma şeridi ile dava konusu parseldeki akaryakıt istasyonu arasındaki görünebilirlik mesafesinin yaklaşık 180 m olduğu ve önün açık ve bu mesafeden benzin istasyonun görülebilir olduğu, dava konusu parselin batı yönüne gidecek araçlara ayrılan ve Çevre yolu Malatya istikametine gidecek araçlara ayrılan yan çift şeritli yola cepheli olduğu, kavşak inşaatı başlamadan önceki Google Maps uydu görüntüleri incelendiğinde dava konusu parselin cepheli olduğu yolun çift gidiş/geliş şeritli olduğu ve ortada refüj bulunduğu dolayısı ile Diyarbakır yönünden gelen araçların bugünkü gibi dava konusu taşınmazın bulunduğu şeride ileriden dolaşarak gelme durumunda olduğu, kavşak inşaatı başlamadan önce Diyarbakır yönünden gelen araçların dava konusu taşınmazı görebilir durumda iken ancak mevcut durumda Diyarbakır yönünden gelen araçların karşı tarafı görme imkanın bulunmadığı, ayrıca daha önceki bilirkişi raporlarında belirtilen Muhasebe kayıtlarına göre de alt geçit yapımından önceki yıllarda, 2008 yılından itibaren dava konusu taşınmazın akaryakıt satışlarında düşmeler olduğu ve bunun sebebinin işletmenin kendisinden kaynaklı sebepler yanında aynı yol üzerinde farklı akaryakıt istasyonları açılmasından olabileceğinin anlaşıldığı, buna göre dava konusu taşınmazın yapılan kavşak inşaatı nedeniyle Elazığ şehir merkezinden kuzey yönünde gelip güney ve batı yönüne gidecek araçlardan, a) Güney yönüne yani Diyarbakır istikametine gidecek araçların alt geçide girmeden önce her ne kadar 180 mt öteden dava konusu taşınmazı görme imkanı olsa da Diyarbakır yönüne gidecek araçların yan yola girmesi halinde tekrar kavşaktan dönerek Diyarbakır istikametine giriş yapmaları için fazladan yol ve akaryakıt harcayacakları dikkate alındığında ve acil yakıt ihtiyaç duymamaları halinde buraya girmekten imtina edecekleri ve bunun mevcut şartlarda taşınmaza girecek araçlarda ve dolayısı ile dava konusu taşınmazın değerinde yaklaşık %10 civarında bir düşüklük sağlayacağı, b) Batı yönüne, Çevre yoluna, Malatya istikametine veya şehir merkezine gidecek araçların ise mecburi olarak bu istikameti kullanmaları nedeniyle bu araçlardan dolayı dava konusu taşınmazın etkilenmeyeceği, c) Diyarbakır yönünden gelip alt geçitten çıkan araçların ise alt geçitten çıktıktan sonra dava konusu taşınmazın arkalarında kalması nedeniyle dava konusu taşınmazı göremeyecekleri, bunun da dava konusu taşınmazın reklam kabiliyetini kısmen azalttığı, bu sebebin yaklaşık %5 oranında taşınmazın değerinde düşüklüğe neden olacağı, dolayısıyla dava konusu parselin önüne davalı idare tarafından kavşak yapılması nedeniyle dava konusu parselde toplam %15 civarında değer düşüklüğü olacağı, buna göre taşınmazın değerinin; davalı İdare tarafından kavşak yapılmamış olsaydı; 5.343,64 m2 x 400.-TL/m2 =2.137.456,00 TL (İkimilyonyüzotuzyedibindörtyüzellialtı) olacağı, Kavşak yapılması nedeniyle oluşan %15 civarında değer düşüklüğün bedelinin ise; 2.137.456,00 x 0,15 = 320.618,00 TL olduğu" yönünde görüş bildirildiği, söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu değerlendirilerek, dava konusu taşınmazlardan Elazığ ili, Merkez ilçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı taşınmazda yola cephesinin bulunmaması nedeniyle değer kaybı olmadığı, …ada, …parsel sayılı taşınmazda ise dosyaya sunulan 20/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitler doğrultusunda taşınmazın % 15 oranında değer kaybına uğradığı ve zararın 320.618,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 320.618,00 TL maddi tazminatın E: …sayılı esasa kayden açılan davada verilen merciine tevdi kararının davalı idareye tebliğ edildiği 06/11/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI :
    Davacı tarafından, dava dosyasında mevcut bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği iddiasıyla kararın davanın kısmen reddine ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.
    Davalı idare tarafından, olayda idarelerinin sorumluluğunun bulunmadığı, çalışmalar nedeniyle taşınmazların imar durumlarında herhangi bir değişiklik meydana gelmediği, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğu iddiasıyla Bölge İdare Mahkemesi kararının davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacı, Elazığ ili, Merkez ilçesi, …Mahallesinde bulunan …ada, …parsel sayılı taşınmaz ile …ada, …parsel sayılı taşınmazın ve bu taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun malikidir.
    Davalı idare tarafından yapılan ihale üzerine, Elazığ-Diyarbakır karayolu üzerinde Kekliktepe Kavşağı Alt ve Üst Geçit Kavşağı yapım işine 07/03/2011 tarihinde başlanılmıştır. Davacı tarafından, yapımına devam edilen köprülü kavşak çalışmaları nedeniyle taşınmazların değer kaybettiğinden bahisle uğranılan zarar karşılığı 255.000,00 TL (miktar artırımıyla 1.094.377,47 TL) ve petrol istasyonunun çalışamamasından dolayı uğranıldığı ileri sürülen 45.000,00 TL gelir kaybı (miktar artırımıyla 1.139.377,47 TL) tutarındaki maddi zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Görev ve yetkiler" başlıklı 4. maddesinin (a) bendinde, "Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak" Karayolları Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında sayılmıştır.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    İdarenin kusursuz sorumluluğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür.
    Kusursuz sorumluluk sebeplerinden olan “kamu külfetleri karşısında eşitlik” ya da diğer adıyla “fedakârlığın denkleştirilmesi” ilkesi, nimetlerinden tüm toplum tarafından yararlanılan idarenin eylem ve işlemlerinden doğan külfetlerin, sadece belli kişi veya kişilerin üstünde kalması durumunda, bu kişi veya kişilerin uğradığı zararların, kusuru olmasa dahi idarece tazminini öngörmektedir. Risk sorumluluğundan farklı olarak burada, kazalardan kaynaklanmayan, diğer bir deyişle arızi nitelikte olmayan, önceden öngörülebilen zararların tazmini söz konusudur. İdari faaliyetin doğal sonucu olan bu zarar, etki alanı bakımından sınırlı, özel ve olağan dışı nitelik arz etmektedir.
    Kamu hizmetinin yürütülmesinin neden ve etkisinden kaynaklanan bir zararın doğmaması için idarece her türlü tedbir alınmasına rağmen, hizmetin doğal ve zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan, hizmetten yararlananlar yönünden genel ve olağan nitelikteki bir külfetten kaynaklanan zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır. Kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan bir zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanabilmesi için, uğranıldığı ileri sürülen zararın kamu külfeti olmaktan çıkıp, hizmetten yararlananlar yönünden özel ve olağandışı bir niteliğe dönüşmüş olması gerekir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 6100 sayılı Kanun'un 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." kuralı yer almaktadır.
    Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282. maddesinde, " Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." hükmü yer aldığından; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlikte olmaması veya taraflarca yapılan itirazları karşılamaması halinde bilirkişilerden ek rapor istenilebileceği veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gibi verilen rapor dikkate alınmadan uyuşmazlığın çözümüne engel bir düzenlemenin bulunmadığı da açıktır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verildiği üzere, kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan bir zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanabilmesi için, uğranıldığı ileri sürülen zararın kamu külfeti olmaktan çıkıp, hizmetten yararlananlar yönünden özel ve olağandışı bir niteliğe dönüşmüş olması gerekmektedir.
    Ancak bunun için öncelikle, dava konusu taşınmazların, davacı tarafından edinildiği tarih itibarıyla köprülü kavşak düzenlemesi ile ilgili imar planı ve notları karşısındaki durumunun ne olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
    Zira imar düzenlemesinde söz konusu yapı (köprülü kavşak) öngörülmüş ve davacı tarafından taşınmazlar buna rağmen edinilmiş ise dava konusu taşınmazlarda oluşan zararın davalı idare tarafından tazmin edilmesinin beklenemeyeceği açıktır.
    Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince öncelikle dava konusu taşınmazların, yukarıda yer verildiği şekilde edinildiği tarih itibarıyla davalı idarece yapılacak kavşak çalışmasından etkilenme ihtimali olduğunun davacı tarafından bilinmesinin mümkün olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılması, bu araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Yapılacak inceleme sonucu davacı tarafından bu hususun bilinmesinin mümkün olmadığının anlaşılması halinde ise, dava konusu taşınmazların meri imar planındaki kullanım fonksiyonu, arsa vasıflı taşınmazın hukuki durumu ve köprülü kavşağın taşınmaz üzerindeki etkisi, taşınmazın kullanımı ve ulaşım olanaklarına göre değer kaybı araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği de tabiidir.
    Dava konusu uyuşmazlıkta, Bölge İdare Mahkemesince, Danıştay Onuncu Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2019/10498, K:2020/932 sayılı kısmen onama, kısmen bozma kararı üzerine ikinci kez yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan 20/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların Elazığ ili, Merkez ilçe, tapuda …(…) Mahallesi sınırları dahilinde 5.343,64 m² alana sahip …ada …parsel ile 943,03 m² alana sahip …ada …parsel olduğu, …ada …parsel (mevcutta …ada, …parsel olmuştur) üzerinde akaryakıt istasyonu bulunduğu ve parselin Cahit Dalokay Bulvarı üzerinde olup iki şeritli batı aksına dönüş yolu üzerinde olduğu, yeni yapılan kavşağın alt geçitin (güney Diyarbakır yönü) girişinin dışında ve bu girişe yaklaşık 180 metre mesafede olduğu, …ada …parselin Cahit Dalokay Bulvarına ikinci parsel konumunda olup bu yola cephesi bulunmadığı, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılan kavşak nedeniyle Diyarbakır yoluna gidecek araçların alt geçide girdiği ve dava konusu parselin Diyarbakır yolunun üstünde kaldığı, alt geçide girecek araçların son giriş noktasına ayrılma şeridi ile dava konusu parseldeki akaryakıt istasyonu arasındaki görünebilirlik mesafesinin yaklaşık 180 metre olduğu, buna göre dava konusu taşınmazın yapılan kavşak inşaatı nedeniyle Elazığ şehir merkezinden kuzey yönünde gelip güney ve batı yönüne gidecek araçlardan, a) Güney yönüne yani Diyarbakır istikametine gidecek araçların alt geçide girmeden önce her ne kadar 180 metre öteden dava konusu taşınmazı görme imkanı olsa da Diyarbakır yönüne gidecek araçların yan yola girmesi halinde tekrar kavşaktan dönerek Diyarbakır istikametine giriş yapmaları için fazladan yol ve akaryakıt harcayacakları dikkate alındığında ve acil yakıt ihtiyaç duymamaları halinde buraya girmekten imtina edecekleri ve bunun mevcut şartlarda taşınmaza girecek araçlarda ve dolayısı ile dava konusu taşınmazın değerinde yaklaşık %10 civarında bir düşüklük sağlayacağı, b) Batı yönüne, Çevre yoluna, Malatya istikametine veya şehir merkezine gidecek araçların ise mecburi olarak bu istikameti kullanmaları nedeniyle bu araçlardan dolayı dava konusu taşınmazın etkilenmeyeceği, c) Diyarbakır yönünden gelip alt geçitten çıkan araçların ise alt geçitten çıktıktan sonra dava konusu taşınmazın arkalarında kalması nedeniyle dava konusu taşınmazı göremeyecekleri, bunun da dava konusu taşınmazın reklam kabiliyetini kısmen azalttığı, bu sebebin yaklaşık %5 oranında taşınmazın değerinde düşüklüğe neden olacağı, dolayısıyla dava konusu parselin önüne davalı idare tarafından kavşak yapılması nedeniyle dava konusu parselde toplam %15 civarında değer düşüklüğü olacağı, buna göre taşınmazın değerinin; davalı idare tarafından kavşak yapılmamış olsaydı; 5.343,64 m2 x 400.-TL/m2 =2.137.456,00 TL olacağı, kavşak yapılması nedeniyle oluşan %15 civarında değer düşüklüğün bedelinin ise; 2.137.456,00 x 0,15 = 320.618,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
    Ancak dosyada mevcut 02/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, dava konusu …ada …parsel numaralı taşınmazın m² birim fiyatının bu raporda 1.024,00TL, hükme alınan bilirkişi raporunda ise 400,00 TL olarak belirlendiği göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu bilirkişi raporları arasında taşınmazın birim fiyatı konusunda çelişki bulunduğu; buna ilaveten hükme esas alınan raporda, taşınmazın reklam kabiliyetinin azaldığından bahisle taşınmazda %5 oranında değer kaybı oluştuğu yönündeki tespitin yerinde olmadığı, zira bu hususun ancak taşınmazda yer alan petrol istasyonunun satışını etkileyebilecek bir unsur olduğu, dolayısıyla kazanç kaybı olarak nitelendirilebileceği anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu nedenle, Bölge İdare Mahkemesince, öncelikle taşınmazların imar durumlarının tespit edilmesi, ardından dosyada mevcut raporlar arasında m² birim değerine yönelik çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu …ada …parsel sayılı taşınmazda oluşan değer kaybının mevkii, kullanım şekli, elde edilen gelir, altyapı, ulaşım kolaylığı, çevresel faktörler, taşınmaza erişme kolaylığı, trafik güvenliği, görsel kesinti, havalanma, drenaj, zehirli gazdan etkilenme gibi tüm faktörler dikkate alınarak ve uygun emsaller seçilerek yeniden belirlenmesi ve buna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin KABULÜNE,
    2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/04/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.


    (X)-KARŞI OY :

    Davacının temyiz isteminin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının davacıya ödenmesine karar verilen maddi tazminatın dava konusu taşınmazda oluşan reklam kaybı nedeniyle meydana geldiği belirtilen %5 oranındaki değer kaybının, taşınmazın değerine etki edecek unsurlar arasında nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle kararın yalnızca bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararının diğer bozma gerekçelerine katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi