1. Hukuk Dairesi 2016/9109 E. , 2019/3101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’nın maliki olduğu ... ada ..., ... ada ..., ... ve ..., ... ada ... ve ... ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı torununa satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nın maliki olduğu ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarını 30.10.2001 tarihinde dava dışı ...’a, ...’nın da 26.06.2003 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği, yine mirasbırakan ...’in maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 07.11.2001, ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlardaki ½ payını 07.11.2001 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, 1929 doğumlu murisin 22.03.2002 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak taraflar ile dava dışı ikinci eşi ...’ın kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanması zorunludur. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası"nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
Somut olayda, davacı yanın tanık deliline dayandığı, tanık isim ve adreslerini bildirdiği, mahkemece davacı tanıklarından ... ile ...’a gönderilen davetiyelerin, tanıkların yurt dışında yaşadıklarından bahisle iade edildiği, davacı vekilinin 27.01.2009 tarihli oturumda tanıklarının yurt dışında olduğunu, yazın yurda geleceklerini, tanıklarının keşifte dinlenilmesini talep ettiği, akabinde 26.08.2015 tarihinde keşfin yapıldığı, anılan tanıkların dinlenmediği, bunun sonucunda davacının eldeki davada savunma hakkının kısıtlandığı ortadadır.
Hâl böyle olunca; davacı tarafça bildirilen anılan tanıkların dinlenmeleri yönünde HMK"nın 240. v.d. maddeleri uyarınca işlem yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı tanıkları dinlenilmeksizin savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.